Efendimiz Hz. Muhammed’in Sallallahu aleyhi ve sellem
Peygamberlik Öncesi Hayatı
Hz. Muhammed (Sallallahu aleyhi ve sellem) Yüce Allah tarafından “âlemlere rahmet” ve “son peygamber” olarak gönderilmiş, Kur’ân-ı Kerim’de onun insanlığa “en güzel örnek”olduğu ifade edilmiştir. Öte yandan onun bir “beşer” olduğu da vurgulanmıştır. Dolayısıyla o, hem dünya hayatının şartlarına tabi bir beşer hem de ilahî vahye muhatap olan bir peygamberdir. Hz. Muhammed (Sallallahu aleyhi ve sellem) sadece bir peygamber olarak ilahî mesajı aktarmakla kalmamış, aynı zamanda bir fert, bir aile reisi, bir eğitimci, bir devlet başkanı, bir hâkim ve bir kumandan olarak bu mesajı hayatına yansıtmış ve örnek bir kişilik sergilemiştir. Sahip olduğu üstün özellikleri sebebiyledir ki, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve sellem), on beş asır boyunca bütün müslümanların gönlünde taht kurmuştur.
O sadece müslümanlar için değil, tarihin akışını değiştiren bir insan olarak da dünya tarihi açısından önemlidir: VII. Yüzyıldan itibaren Asya, Afrika ve Avrupa’nın önemli bir kısmına yayılarak edebiyattan mimariye, siyasetten ekonomiye, hukuktan felsefeye kalıcı izler bırakan İslâm kültür ve medeniyeti temelde onun etrafında şekillenmiştir. Bundan dolayıdır ki, müslüman olmayanlar da ona bir şekilde ilgi duymuş ve gerek Doğu’da gerekse Batı’da hakkında en çok eser yazılan şahısların başında yer almıştır.
Hz. Peygamber’in (Sallallahu aleyhi ve sellem) altmış üç yıllık hayatına bir bütün olarak bakıldığında 40 yılının peygamberlik öncesine ait olduğu görülür ki, bu da ömrünün yaklaşık üçte ikisine karşılık gelmektedir. Resûlullah’ın (Sallallahu aleyhi ve sellem) doğumu, çocukluğu, gençliği, ticari faaliyetleri, Hz. Hatice ile evliliği, çocuklarının dünyaya gelip büyümeleri ve Kâbe hakemliği bu dönemde gerçekleşmiştir. Daha önemlisi o bu dönemde ilahî bir yolla peygamberliğin ağır yükünü taşıyabilecek şekilde hazırlanmış ve toplumun bu mesaja kulak vermesini kolaylaştıracak güvenilir kişiliği bu dönemde oluşmuştur. Nitekim onun bu dönemde Mekke toplumundaki adı “Muhammedü’l-Emîn”dir.
Hz.Muhammed’in (Sallallahu aleyhi ve sellem) doğumundan peygamberliğine kadar kırk yılını geçirdiği Câhiliye toplumunda nasıl bir kişilik sergilediğini kavramak bütün müslümanlar için önemli olduğu gibi, peygamberlik sonrası hayatınıdeğerlendirebilmek açısından da gereklidir.
Hz. Peygamber’in (Sallallahu aleyhi ve sellem)
Soyu ve Ailesi
Peygamber Efendimiz’in (Sallallahu aleyhi ve sellem) soyu yirmi birinci kuşaktan atası olan Adnân vasıtasıyla Hz. İbrahim’in oğlu Hz. İsmail’e dayanmaktadır. Bu sebeple Hz. Peygamber’in (Sallallahu aleyhi ve sellem) soyunun da mensup olduğu Kuzey Araplar’ına İsmâilîler veya Adnânîler gibi isimler de verilmektedir (Araplar’ın diğer ana kolu, anayurdu Güney Arabistan olan Kahtânîler’dir). Hz. Peygamber’in (Sallallahu aleyhi ve sellem) Adnân’a kadar soy kütüğü kesin olarak bilinmekte olup şöyledir: Muhammed b. Abdullah b. Abdülmuttalib (Şeybe) b. Hâşim b. Abdümenâf b. Kusay b. Kilâb b. Mürre b. Kâ‘b b. Lüey b. Gâlib b. Fihr (Kureyş) b. Mâlik b. Nadr b. Kinâne b. Huzeyme b. Müdrike b. İlyâs b. Mudar b. Nizâr b. Mead b. Adnân. Adnân ile Hz. İsmail arasındaki dedelerin isimleri ve sayıları konusunda ise ihtilaf bulunmaktadır. Bununla birlikte Adnân’ın soyunun Hz. İsmail’e dayandığında herhangi bir şüphe yoktur.
Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem), Araplar’ın, Hz. İbrahim’in oğlu Hz. İsmail’in soyundan gelen Adnânîler kolundan, Kureyş kabilesinin Hâşimoğulları sülâlesine mensup Abdullah b. Abdülmuttalib’in oğludur.
Kur’ân-ı Kerim’de Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İsmail’in Kâbe’yi inşâ ettikten sonra yaptıkları duâya da yer verilir ve Hz. Peygamber’in (Sallallahu aleyhi ve sellem) onların soyundan geldiğine işaret edilir:
“Ey Rabbimiz! Bizi sana boyun eğenlerden kıl; neslimizden de sana itaat eden bir ümmet çıkar; bize ibadet usûllerimizi göster ve tevbemizi kabul et. Zira tevbeleri çokça kabul eden ve çok merhametli olan ancak sensin. Ey Rabbimiz! Neslimiz arasından, senin âyetlerini kendilerine okuyacak, onlara kitap ve hikmeti öğretecek, onları temizleyip arındıracak bir peygamber gönder. Muhakkak ki sen Azîz ve Hakîmsin” (Bakara 2/128-129). Bilindiği gibi Hz. İsmail neslinden gelmiş olan tek peygamber Hz. Muhammed’dir (Sallallahu aleyhi ve sellem).
Resûlullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) de soyu hakkında şöyle buyurmuştur:
“Allah, İbrahim’in oğullarından İsmail’i, İsmailoğulları’ndan Benî Kinâne’yi, Kinâne’den Kureyş’i, Kureyş’ten Benî Hâşim’i ve onlar arasından da beni seçti.” (Müslim, Fezâil, 1; Tirmizî, Menâkıb, 1).
Yorumlar