Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Beşinci Mezhep Olurmu

Beşinci Kapı Açma Teşebbüsü İmam-ı Gazali hazretleri, bir ara müstakil bir mezhep kurmak istedi. Kendisine rüyada ikaz edildiği için bundan derhal vazgeçti.  Yine İslam hukukunda söz sahibi, “Sadr-üş-şeria” ünvanına sahip Abdullah ibni Mesud-ül Mahbubi de beşinci bir mezhep kurmak istedi. Bunun üzerine rüyasında, Cebrail aleyhisselamı gördü. Kendisine, dört kapısı ve üzerinde dört penceresi olan çok güzel bir cami göstererek; bu güzel mabedin, ahenk ve nizamını, mimari özelliğini bozmadan, camiyi yıkılma tehlikesine maruz bırakmadan bir kapı ve bir pencere açmasını teklif etti. Ne kadar uğraştıysa, sayılan bu özelliklere riayet ederek, yeni bir kapı ve pencere açma cesaretini gösteremedi.  Bunun üzerine, Cebrail aleyhisselam, yeni bir kapı açılması halinde, mevcud ahengin bozulacağını, İslamın zarar göreceğini ikaz ederek, bu teşebbüsünden vaz geçmesini kesin bir şekilde ihtar etti. Bu önemli ikaz üzerine, “Sadr-üş-şeria” hatasını anlayıp bu teşebbüsünden hemen vazg...

Cehenneme Düşmemek için Birlikten Ayrılma "Birlik Nedir"

Birlikten Ayrılan Cehenneme Düşer Bazıları, madem ki mezhebler, Kur'an-ı kerimin ve hadis-i şeriflerin açıklamasıdır. Ben de bunları okur, okuduğumla amel ederim, diyor. Bir kimsenin, “Madem doktor olmak için, tıp kitabı okumak kâfidir” diyerek eline aldığı bir tıp ve kimya kitabı ile doktorluk yapmaya, ilaç imal etmeye kalkışması ne kadar yanlış ise, “Ben de Kur'andan, hadisten hüküm çıkarırım” demek daha yanlıştır.  Bir kimse, İslâma uymak için, Peygamber efendimizin ve İslâm âlimlerinin açıklamasına bakmadan, Kur'an-ı kerimden kendi anlayışına uyarsa, sapıtır. Çünkü hadis-ı şerifte, “Kur'an-ı kerimi kendi görüşü ile açıklıyan, doğru olsa bile muhakkak hata etmiştir” buyuruluyor (Tirmizî)  Âlimlere tabi olmak, dört mezhebden birine uymak demektir. Asırlardan beri bütün İslâm âlimleri, dört mezhebden birine uymuşlar ve müslümanların da uymalarının gerektiğini bildirmişlerdir. Bunlara uymakta İcma hasıl olmuştur. İcmadan, cemaatten, birlikten, topluluktan ayrıla...

Müslümanların, dört mezhebe ayrılmaları

Söz Birliğinden Ayrılmamalı Allahü teâlâ, müminlerin böyle mezhebe ayrılmalarını ve bunun, kulları için faydalı olacağını ezelde takdir ve irade buyurdu. Amelde mezheblere ayrılmaktan razı olduğunu bildirdi. Razı olmasaydı Resulü, bu ayrılığın rahmet olduğunu bildirmezdi. İtikadda ayrılmayı yasakladığı gibi, amelde ayrılmayı da yasaklardı.  Dört mezheb arasındaki ufak tefek başkalıklar, müslümanların işlerini kolaylaştırmaktadır.  Ehl-i sünnetin dört mezhebinin imanları, inandıkları şeyler, birbirlerinin aynı olup aralarında hiç fark yoktur. Ayrılıkları yalnız ameldedir. Bu da, müslümanlara kolaylıktır. Her müslüman, dilediği mezhebi seçerek, bunu taklid eder. Her işini, seçtiği mezhebe göre yapar. Müslümanların, dört mezhebe ayrılmaları, rahmettir. Bir müslüman, kendi mezhebine göre ibâdet yaparken, bir meşakkat hasıl olursa, başka bir mezhebi taklid ederek, bu işi kolayca yapar. (Mizan, Hadika) Mezheplerin dindeki yerini bilmeyenler “Herkes, Kur'andan anladığına...

Kurban Bayramı tüm İslam Alemine kutlu olsun.

ALLAHcc tüm müslümanlara  nice huzurlu, bereketli bayramlar nasip etsin.  Kurban Bayramınız hayırlara vesile olsun.  İyi Bayramlar.. . Sevgili kardeşlerim ALLAHcc rızası için sayfamızın daha fazla görülür duyulur  olması için aşağıdaki  Bunu Google'da önerin    G +1  İşaretini tıklayınız                          

Kurban ve Kurbanın Şartları

KURBAN BAHSİ Kurbanın şartı üçdür 1- Müslimân ola ve âkıl ve bâlig ola.    2- Mukîm ola.  3- Kurban nisâbı mikdârı ganî ola.  Rüknü, koyun ve keçi, deve ve sığır olmak üzere, bir deve veyâ bir sığır, yedi kurban yerine geçer ki, bir sığırı yedi kişinin kurban etmesi câizdir. Bir başka kimse, ben de dâhil olayım dese, sekizinin kurbanı da fâsid olur. Kurban nisâbı, fıtra nisâbının aynıdır.  [İbni Âbidîn "rahime-hullahü teâlâ" buyuruyor ki, herhangi birinin hissesi yedide birden az olursa, hiçbirinin kurbanı câiz olmaz. Bunun için, yediden az kimsenin ortak olması câiz olur. Satın alırken ortak olmak sahîhdir. Satın alındıkdan sonra ortak olmak da sahîh ise de, satın alınmadan önce, ortak olmak dahâ iyidir. Bir kimse, birinin sığırına, yedide birden yedide altısına kadar ortak olabilir. Etini bu nisbetde taksîm ederler. Ortaklardan biri ölürse, vârisleri, onun için ve kendileriniz için kesin derse, sahîh olur. Çünki, meyyit için kurban kesmek Kurbetdi...

Kurban İbadeti Kurban Bayramı nedir nasıl Amel edilir

Kurban Bayramı "  Kurban İbadeti  "  nedir? Nasıl  amel edilir? Allah’a yakınlaşmak anlamına gelen kurban ibadeti; kurban olarak kesilmesi uygun olan hayvanın, ibadet niyetiyle usulüne uygun şekilde kesilmesidir. Kurbanın başlıca, udhiye kurbanı (kurban bayramında kesilen kurban), adak kurbanı, akika kurbanı ve Hac ile ilgili olarak kesilen hedy kurbanları gibi t ürleri  vardır.  Kurban Bayramı  (Arapça:  عيد الأضحى ; 'Īd al-'Adhā, Farsça:  عید قربان ; Eid-e Gorbān), Müslümanlar tarafından Hicri Takvime göre Zilhicce ayının onuncu gününden itibaren dört gün boyunca kutlanan bir dini bayram. Zilhicce ayının onuncu, on birinci ve on ikinci günlerine 'Eyyâm-ı nahr' (Kesme günleri) ve bir önceki gün olan Zilhicce ayının dokuzuncu gününe Arife denir. Kurban Bayramı, aynı zamanda İslam âleminin her yıl Mekke'de hac farizasını ifa ettikleri vakittir. Kurban Bayr...

İman ve İslam " İman 4.BÖLÜM "

İman ve İslam  İman 4.BÖLÜM                                               Bismillahirrahmanirrahim     İman" ve "İslâm" kelimelerinin lûgat manaları birbirinden farklıdır. İslâm kelimesi (S-L-M) kökünden gelip; itaat, inkiyad ve bir şeye teslimiyet manalarına gelir. Istılâh'ta ise; "Allahû Teâla (cc)'ya teslim olmak Resûl-i Ekrem (sav)'in din hususunda bildirmiş olduğu haber ve hükümleri kabul etmek" demektir. İmam-ı Maturidi: "Bize göre iman ile İslâm, her ne kadar lûgat ve lafız itibariyle manaları aynı değil ise de; kendileriyle murad edilen mahiyet incelendiğinde aynı olduğu görülür." buyurmaktadır. Esasen İslâmiyetin şartlarından bir kısmını inkâr eden kimse, imandan da çıkmıştır. Keza iman esaslarından bazılarını kabul etmek sûretiyle imandan çıkan kimse, İslâmiyetten uzaklaşmış ve kâfir olmuştur.      Nureddin ...

Allahû Teâla (cc)´ya ve Sıfatlarına İman " İman 3.BÖLÜM "

Allahû Teâla (cc)´ya ve Sıfatlarına İman   " İman 3.BÖLÜM "                                             Bismillahirrahmanirrahim      Kâinatın ve onu meydana getiren varlıkların, kendiliklerinden ve tesadüfen meydana gelmiş olmaları imkansızdır. Zira en basitinden tarlada yetişen pamuğun, kendiliğinden eğirilip ip haline gelmesi, daha sonra bu iplerin tesadüfen kumaş haline dönüşmesi mümkün değildir. Boş bir arsada; hiçbir yapı malzemesi veya bunları belli metodlarla bir araya getirecek usta ve benzeri elemanlar bulunmaksızın, kendiliğinden dört başı mamur bir köşkün yükseleceğini beklemek de düşünülemez. Dikkat edilirse âlemdeki her varlık muhtaç durumdadır. Eğer bu varlıklar kendi kendilerini yaratmış olsalardı, herşeyden müstağni olmak, asla muhtaç olmamak hususunda titizlik gösterirlerdi. Kainatta bulunan bütün varlıklar; büyük veya küçük bütü...

İman´ın Sahih ve Kabule Şayan Olmasının Şartları " İman 2.BÖLÜM "

İMAN NEDIR?   2.BÖLÜM                                                  Bismillahirrahmanirrahim  İman´ın Sahih ve Kabule Şayan Olmasının Şartları    İman ölüm döşeğinde iken; yeis ve ümitsizliğe kapılarak vâki olmamalıdır. Kur'an-ı Kerim'de: "Azabımızın şiddetini gördükleri zaman imanları kendilerine faide verecek değildir" buyurulmaktadır. İbn-i Abidin: "Hak olan mezheplere göre, ölüm döşeğinde can çekiştiren kafirin imanı ile, kendilerini yok edecek azabı gördüklerinde iman eden kafirlerin imanı faide vermez" hükmünü zikreder. Tıpkı Fir'avn'ın boğulma anında iman ettiğini ilan etmesi gibi!..    Mü'min; Zarûret-i Diniyye'den olan hükümlerden herhangi birini inkâr veya tekzib etmemelidir. Meselâ bir kimse; Allahû Teâla (cc)'nın varlığına, birliğine, kitaplarına, meleklerine, ahiret gününe ve peygamberlerine iman ettiğ...

İman Nedir? Bu önemli meseleyi nekadar biliyoruz " İman 1.BÖLÜM "

İman Nedir?   1.Bölüm                                                  Bismillahirrahmanirrahim     Önce kelime üzerinde duralım. Arapça mütehassısları; iman kelimesinin "emn" veya "eman" kökünden türemiş bir mastar olduğu hususunda müttefiktirler. Lugat manası: Doğrulamak, tasdik etmek veya bir kimseye yahud da bir şeye inanıp güvenmek demektir. İmanın türkçe karşılığı olan "inanmak" kelimesinde de aynı mahiyeti sezmek mümkündür. İslâmi ıstılâhta iman; Allahû Teâla (cc)'nın indirdiği hükümleri kalben tasdik etmektir. Yani Resûl-i Ekrem (sav)'in; Allahû Teâla (cc)'nın katından getirmiş olduğu bilinen haber ve hükümlerin hepsini kat'i olarak tasdik etmek ve bunu ikrar etmektir. İman´ın Rükünleri     İman yalnız kalben tasdik midir, yoksa ikrarla beraber kalbî tasdik midir? suali çerçevesinde farklı görüşler i...

Peygamberim ne istiyor Bismillahirrahmanirrahim okumaya başlıyalım

Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem 'ın 10 Nasihati 1) BESMELE  Resûlullah aleyhissalâtu vesselam buyurdular:  - Besmelesiz baslanan her is, hicbir netice vermez.  - Herhangi bir müskül ve güclüge rastlarsan Allah'in ismini an,  Besmele cek: "Bismillâhirrahmanirrahim ve lâhavle velâ kuvvete illâ billâhil aliyyilâzîm" cümlesini tekrarlar. ALLAH seni her musibetten ve belâdan kurtarir.  2) HAMD VE ŞÜKÜR  Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular:   -"Elhamdü lillah= Allah'a hamdolsun" demek en büyük tessekkürdür. Bunu söylemeyen sükretmemis olur.  3) SALAVÂTI SERİFE  Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular:  - Isteklerin olmasini isteyen bana cokca salat ve selam göndersin. (Zorluklarin basarilmasi, rizkin bollugu ve istege ulasmak icin en iyi salat ve selamdir.)