Ana içeriğe atla

TÖVBENİN ÖNEMİ VE FAZİLETİ

Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)günde kaç defa tövbe ederdi? 

Tövbe ne demektir? Nasıl tövbe edilir? Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)günde kaç defa tövbe ederdi? Tövbe kapısı ne zamana kadar açıktır? Bu sorularımıza cevaplar verelim. Tövbe, yapılan  bir günahı, yapılan yanlış bir fili, olayı, davranışı bir daha işlememek üzere terk etmek demektir. Tövbe, kişinin işlediği günahtan (yani masiyet, Arapça günahların ismi demek) pişmanlık duyması ve bu yaptığı günahları bir daha yapmamaya gayret etmesi demektir. Bir hususa dikkat etmek gerekir; kul hakkına girilmişse şayet, bu şartların yanında hak sahibinden helallik de almak gerekir. Birisine iftira etmiş ya da gıybetini etmişsek onlardan helallik almamız gerekir.
Rabbimiz,  Kuran’ da tövbe hakkında bazı ayetlerde bizleri uyarmakta ve bazı ayetlerde ise bizleri müjdelemektedir. Günahların çoğaldığı zamanlarda Rabbimiz bizleri uyarmaktadır; doğal afetlerle, hastalıklarla, yoklukla ve ... bu örnekleri çoğaltabiliriz. Bir uçak rotasından saparsa ne olur? Rotasından çıkmış olur. Bir araba yoldan çıkarsa ne olur? Kaza etmiş olur. İnsanoğlu ise rotasından sapıtığı zaman,  yoldan çıktığı zaman hemen ilahi ikazlar ile uyarılara muhatap olur. Rabbimiz Tahrim Suresi’nde “EY İMAN EDENLER TAM BİR SAMİMİYET İÇİNDE (gösterişten uzak  bir biçimde) ALLAHA TÖVBE EDİN” buyurmaktadır. Alimlerimiz bu ayetten tövbenin vacip olduğunu söylemişlerdir. Tövbenin vacip olduğu Kuran, sünnet ve icma ile sabittir.

Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) “Günde yetmiş defadan fazla ALLAH’ tan mağfiret diliyorum ve ona tövbe ediyorum” diye buyurmaktadır. (Buhari Deavat ) Başka bir hadiste ise “Ey insanlar, ALLAH’a tövbe ediniz, O’ndan bağışlanma isteyiniz. Doğrusu ben günde yüz defa O’na tövbe etmekteyim.” buyurarak bizleri  tövbe ye davet etmektedir. Peygamberlerin temiz ve günahsız olduklarını, onların “İSMET” sıfatıyla koruma altına alındıklarını bilmekteyiz. Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) günahsız olduğu halde Rabbine günde yüz defa tövbe ettiğine göre bizlerin acaba günde kaç defa tövbe etmesi gerekiyor?! Kendimize sormamız gerekmez mi?! Kendimizi, hesaba çekilmeden önce hesaba çekelim. Hayatımıza yeni bir başlangıç, yeni bir sayfa açmak istiyorsak muhakkak her gün belirli ölçülerde bol bol tövbe edelim ve istiğfar çekelim. Kısacası günde yüzer defa (ESTAĞFİRULLAH) dememiz gerekmez mi! Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) in hizmetçisi olan Enes b. Malikin (Radıyallahu Anh) dan rivayet edildiğine göre Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyrmaktadır; “Kulun tövbe etmesinden dolayı ALLAH’ın duyduğu memnuniyet, sizden birinin ısısız bir çölde kaybettiği devesini bulduğu zamanki sevincinden daha çoktur.” (Buhari Deavat) Tövbe kapısının açık olduğu müdetçe tövbemizin kabul olacağını Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) müjdelemektedir. “Her kim güneş battığı yerden doğmadan önce tevbe ederse Allah onun tövbesini kabul eder.” (Müslim Zikr) Başka bir hadiste ise “Yüce Allah, kulunun, can boğaza gelmeden önce ettiği tövbeyi kabul eder.” buyrulmuştur.
Zamanımız varken kendimizi vicadanımızla baş başa bırakalım. Hatalarımız çok ama ömrümüz az. Bu kısa zaman diliminde mahşere, Rabbimizin yanına temizlenerek gidelim. Musibetlere karşı günahlara karşı sabrederek duralım. Kul hakkına dikkat edelim. Elimizde senedi garantisi olmayan bir hayat var. Atacağımız adımın garantisi olmayan bir hayatın birer neferi olarak elimizden geleni yapalım. YANLIŞLARIMIZDAN tövbe edelim. Kabire girmeden önce kendimizi kabire hazırlıyalım. Fani dünyaya aldanmayalım. Rahmeti bol olan Rabbimizden af ve mağfiret dileyelim. Ümitsizliğe kapılmayalım. NE OLURSA OLSUN bizleri yaratan, yediren ve içiren sonsuz kerem sahibi olan ALLAH’ın rahmetine, mağfiretine nail olalım.
Hepimizin hikaye olarak bildiği Ebu Said’in, Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) den naklettiği bir hadis-i şerif ile devam edelim:
“Vaktiyle sizden önceki ümettlerden birinin içinde bir adam vardı ki doksan dokuz kişiyi öldürmüştü. Bu adam yeryüzü halkının en alim insanının kim olduğunu sordu. Ona bir rahip gösterildi. O da rahibe gidip kendisinin doksan dokuz kişiyi öldürdüğünü söyledi .Tövbesinin  kabul edilip edilmeyeceğini sordu. Rahip: Hayır! diye cevap verdi. Adam, rahibi de öldürdü ve bununla birlikte öldürdüğü kişi sayısını yüze tamamladı. Sonra yeryüzü halkının en alim insanının kim olduğunu yine sordu. Ona alim bir kimse gösterildi. Adam o alime de gidip kendisinin yüz kiş öldürdüğünü, tövbesinin kabul edilip  edilmeyeceğini sordu. O alim: Evet (kabul edilir), senin ile tövben arasına kim girebilir? Filan yere git. Orada ALLAH’a ibadet et. Memleketine dönme. Çünkü orası kötü yerdir, dedi.
Adam gitti. Yolun yarısına varınca eceli geldi ve orada vefat etti. Bu sefer onun hakkında rahmet melekleri ile azap melekleri münakaşa ettiler. Rahmet Melekleri: Bu adam tövbe ederek kalbiyle ALLAH’a yönelerek geldi, dediler. Azap Melekleri ise: O, hiç bir hayır işlemedi, dediler. Bunun üzerine yanlarına insan suretinde bir melek geldi. Onu aralarında hakem yaptılar. O da: İki yerin arasını ölçün. Hangi yere  daha yakınsa bu adam oralıdır, dedi. O yeri ölçtüler ve adamın gitmek istediği yere daha yakın olduğunu buldular. Bunun üzerine ruhunu rahmet melekleri kabzetti. (Buhari Enbiya)
Her Cuma günü hutbelerde hocalarımız okurlar: “Günahlarından tövbe eden kimse, günahı olmayan kimse gibidir.”(Tebarani) Zaman geçirmeden pişmanlık duyarak Rabbimize tövbe edelim, tövbesiz bir günümüz olmasın. Rabbim şimdiden ettiğimiz tövbeleri ve gelecekte edeceğimiz tövbelerimizi kabul etsin. Allah’ın rahmeti ve mağfireti üzerimize olsun. Amin.


Diyadin Bingöl  Nisan / 2014

tovbe istigfar

facebook turk

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur.

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur. Haim Nahum, Osmanlı Bankasından çaldığı paraları İsviçre’ye aktardı. Haim Nahum çaldığı paraların yarısını bir oğlu Bernar Nahum’a diğer yarısını da diğer oğlu Vehbi Koç’a verdi. Bernar Nahum ve Vehbi Koç o rtaklasa BEKO’yu kurdular. Vehbi Koç’un serveti, Osmanlı Parasıdır. ***** “Koç ve Doğramacı ailesini yakın izlemeye almak gerek.. Vehbi Koç kimdir? Bakarsınız ipin ucu Bandırma vapuruna kadar gider.. Bernard Nahum da çok önemli bir isim ve tabii Haim Nahum Efendi de öyle.. Koç deyince bugün akla Mustafa Koç, Rahmi Koç gelse de, aslında Koç ailesinin asıl önemli isimleri Kıraçlar. İnan Kıraç da damat..! Bu Hayim Nahum adı önemli.. Lozan’ın perde gerisindeki Siyonist o.. Türkiye’deki “Arap Düşmanı Kemalist Milliyetçilik”i n sponsoru da O. Daha sonra gitti Nasır’a danışman oldu, Arap Yahudilerini örgütledi ve Türk düşmanı Arap milliyetçiliğin in liderliğini üslendi..! Arap düşmanı Kemalist Türk milliyetçiliği fikrinin arkasında kimler vardı bakın bakal...

israil’in 2. cumhurbaşkanı Atatürk’ün hocası Şemsi Efendinin oğlu

SABETAY ve PAKRADUNİ’ ler   Selanikli'nin yakın dostları TSK’nın hazırladığı “Atatürk Köşesi”nde Mustafa Kemal Paşa’nın boyunun 1.74 olduğu yazıyor. Bugüne kadar 1.68 olduğu biliniyordu.. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunu açıklayarak tartışmalara son noktayı koydu. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunun bilinenin aksine 1.68 değil, 1.74 olduğunu açıkladı. Atatürk’ün boyu 1.74 i ken, kilosu 74-76 arası, ayak numarasının da 42 olduğu açıklandı. Siz babasının adının Ali Rıza, annesinin adının Zübeyde olduğunu kabul etmeye devam edin ve tabii Selanik’te doğduğunu da! Resmi tarih iddiasını

Atatürk un SEVGILISI Fikriye nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi.

Hayatı gizemlerle dolu Fikriye’nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi. Yazar Fatih Bayhan tarafından yapılan çalışmada Fikriye’nin aynı zamanda Atatürk’ün imam nikâhlı eşi olduğu ve ondan çocuk aldırdığı iddia ediliyor.  Zübeyde, Makbule, Latife, Fikriye, Sabiha, Ülkü… Atatürk’ün kadınları. Anne, abla, eş, sevgili, evlatlık... Mustafa Kemal’in etrafındaki kadınların her biri ayrı bir araştırma konusu aslında. Latife Hanım ile Atatürk’ün ilişkisi sıradan bir karı-koca münasebeti değildi elbet. Gazi’nin etrafındaki kadınların çoğu güçlüydü şüphesiz. Ama Fikriye’nin durumu farklıydı. Mahzun, acılı, âşık, ihtiraslı, bir o kadar da çocuktu Fikriye. Zaten acılarla örülü hayatı da bunu gösteriyor. Fikriye yitik bir kadındı. Çünkü Atatürk’ün hayatının belki de en gizli kalan parçasıydı.  Atatürk ile Fikriye’nin ilişkisi nasıldı? Fikriye Köşk’te sıradan bir kadın mı yoksa Mustafa Kemal’in kalbindeki en derin yara mıydı? Fikriye intihar mı etti? Atatürk, Fikriye’ye d...