Tesettür ayetinden bî haber yaşayan sizler; evet evet siz DİN DÜŞMANLARI iyice okuyun!
Bir Cumhuriyet kadını
çıkıp “Dinimizde Tesettür Yoktur” diyorsa bende ona bir Osmanlı torunu olarak,
Üstadımın verdiği cevaba binaen derim ki;
Ey ahmak!
Senin saçların adedince bizim başlarımız olsa hepsini bu yolda ‘Cilbab’ ile kapatırız!
Senin saçların adedince bizim başlarımız olsa hepsini bu yolda ‘Cilbab’ ile kapatırız!
Sen atanı şaşırtmamış
yarı yolda bırakmamış bir soysuzsun! Size olan öfkemiz dinmemişken hangi hakla
dinimize yalan yanlış çıkardığın sözlerle saldırırsın?
Bu Müslüman milletini kandıramayacaksınız. Senin ataların zamanında
laiklik adı altında onca katliam yaptı. Uyduruk bir şapka kanunu için
alimlerimizi astı, harf inkılabı adı altında milletimizi bir gecede cahil
bıraktı, kılık kıyafet inkılabı diyerek çarşaflı analarımızı ecnebi kadınlarına
benzetti. Ama şimdi sen ve senin gibiler ‘Cilbabımıza’ dokunamayacaksınız!
Nasıl zamanında çarşafın altında korunduysak, şimdide cilbablarımızı laiklik
adı altında saldırganlara karşı koruyacağız. Sizin laiklik anlayışınız bu ise
Müslüman milleti size kanmayacaktır!
Tesettür ayetinden bî
haber yaşayan sizler; evet evet siz DİN DÜŞMANLARI iyi dinleyin!
“Tesettür: Örtünme,
İslâm dininin gösterdiği ve emrettiği şekilde örtünme..” manasına gelirken
ahmak olan sizler, dinimizde örtünme yoktur diyorsanız bu sizlerin Avrupai
yaşam zihniyetinizden kaynaklanıyordur.
Tesettür, kadınlar
için fıtrîdir ve fıtratları iktiza ediyor. “Müslüman Kadınlarımız” zaif ve
nazik yaratıldıkları için kendilerini İslâm çerçevesi dışında muhafaza
edemezler, dolayısıyla tesettür Müslüman Kadınlarımızın bir kal’ası olmuştur.
Çıplak bacaklı kadınlara nazaran Tesettürlü Kadınlar hem kendilerini hem de
erkeklerimizin haklarını muhafaza ediyorlar!
Ve Hz. Aişe
validemizden rivayet edilen bir hadis-i mürselle kanıtlanmıştır ki:
“Ey insanlar, kadınlarınızı süslenerek giyinmekten ve mescidde
gururlanarak yürümekten men ediniz. Zira Benî İsrâil, kadınlarının süslü
elbiseler giymesi ve mescidlerde gururlanarak yürümelerine kadar
lânetlenmediler.”
Yani erkekler,
kadınlarının açılıp saçılmasına sessiz kalarak ya da taraftar olarak;
kadınlarını yabancı erkeklerin nazarlarına sunmakla deyyusluk yapmış oluyorlar!
“Üç kimseye Allah, Cenneti haram etmiştir: içkiye devam edene, Ana-babaya
asi olana, ailesine fuhşu hoş gören deyyusa. ” Hz. İbni Ömer r.a.
Başkasının, karısına-kızına edepsizce bakmak, laf atmak hayvani bir hayat yaşamak, rezilliktir ve biliyoruz ki bu rezilliği Cumhuriyet kadınları dahi istemiyor. Hayâ dahi bir nev’i Tesettür iken Tesettür yoktur diyemeyiz.
“Merkez ve payitaht-ı hükûmette, çarşı içinde,
gündüzde, ahalinin gözleri önünde, gayet adi bir kundura boyacısı, dünyaca
rütbeten büyük bir adamın açık bacaklı karısına bilfiil sarkıntılık etmesi,
Tesettür aleyhinde olanların hayasız yüzlerine bir şamar vuruyor!..” Lem’alar
sh:196
Âlem-i İslâm da,
izzet-i nefsini muhafaza etmeye çalışan gençlerimizi dahi açık saçıklıkla
iştihalarını arttırmak, haklarına tecavüz etmek ve nefislerine mağlub etmeye
çalışmak, onları zorla göz zinası yapmaya zorlamaktır. “Benim bedenim, benim
özgürlüğüm, bakmasınlar” gibi kendilerini daha fazla alçaltan sözler kullanarak
rezilliklerini arttırıyorlar. Onlar böyle, kendilerini pazarlar gibi giyinerek
erkeklerimizi günaha sokar, hatta ve hatta fuhşiyata sebep olmalarına
meylettirir.
“Bu zamanda zendeka dalaleti, İslâmiyete karşı muharebesinde, nefs-i
emmarenin plânıyla, Şeytan kumandasına verilen fırkalardan en dehşetlisi; yarım
çıplak hanımlardır ki, açık bacağıyla dehşetli bıçaklarla ehl-i imana taarruz
edip saldırıyorlar. Nikâh yolunu kapamağa, fuhuşhane yolunu genişlettirmeğe
çalışarak; çokların nefislerini birden esir edip, kalb ve ruhlarını kebair ile
yaralıyorlar. Belki o kalblerden bir kısmını öldürüyorlar. Birkaç sene namahrem
hevesatına göstermenin tam cezası olarak; o bıçaklı bacaklar Cehennem’in
odunları olup, en evvel o bacaklar yanacaklarını ve dünyada emniyet ve sadakatı
kaybettiği için, hilkaten çok istediği ve fıtraten çok muhtaç olduğu münasib
kocayı daha bulamaz. Bulsa da başına bela bulur.”
Gençlik Rehberi sh:25
İşte anlaşılıyor ki
Tesettürsüz bir kadın; ambalajsız şekerlemeye, perdesiz bir eve, kapağı açık
kalmış su şişesine ve herkesin nazarını celbeden süslü bir vitrine benzer.
Konuk Yazar: Busra YILMAZ Nisan /2014
Konuk Yazar: Busra YILMAZ Nisan /2014
Yorumlar