Edirne Selimiye Camii'ndeki Ters Lalenin Sırrı
İstanbul’un
fethinden önce Osmanlı Devleti’ne başkentlik yapmış Edirne’de 16. yüzyılda
Mimar Sinan’ın yapmış olduğu ustalık eseri olarak nitelendirdiği Selimiye
Camisi ve Külliyesi şehrin siluetini güzelleştirmektedir. Selimiye Camisi II.
Selim adına yapılmıştır. Osmanlı döneminin en önemli eseri olmakla birlikte
günümüze kadar o görkemli halini korumaya devam etmiştir. Cami şehrin her
yerinden rahatlıkla görülebilmektedir. İnce ve zarif dört minaresi bulunmakta,
iç ve dış avlusu, kütüphanesi, eğitim kurumları ve arastası bulunmaktadır. İç yapısı
ise mermer, ahşap, sedef ve taşla döşenmiş ve çiniler kullanılmıştır.
Cami inşasında eşsiz bir teknik kullanıldı
Bir tepe üzerinde yer alan Selimiye Camii’nde daha önce hiçbir camide veya antik çağ eserinde görülmemiş bir teknik kullanılmıştır. Daha önceki kubbeli yapılarda, asıl kubbe kademeli yarım kubbelerin üzerinde yükselmesine rağmen, Selimiye Camii 43,25 metre yüksekliğinde, 31,25 metre çapında, tek bir lebi ile örtülmüştür. Kubbe 8 sütuna dayanan bir kasnak üzerine oturtulmuştur. Kasnak, fil ayaklarına 6 metre genişliğinde kemerlerle bağlıdır. Sinan, bu şekilde örttüğü iç mekana verdiği genişlik ve ferahlıkla birlikte mekanın bir kerede kolayca anlaşılmasını sağlar. Kubbe aynı zamanda camiinin dış görünüşünün ana hatlarını da belirler.
Caminin mermer, çini ve hat işçilikleri de önemlidir. Yapının içi İznik çinileriyle süslüdür. Büyük kubbenin tam altındaki hünkar mahfili, 12 mermer sütunludur ve 2 metre yüksekliktedir. Çinilerin bir kısmı 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşında, Rus generali Mihail Skobelev tarafından sökülerek Moskova'ya götürülmüştür.
Ters Lale
Son
derece ihtişamlı duran bu yapının içerisinde herkesin dikkatini çeken bir
ayrıntı vardır; “ters lale”. Ters lale hakkında birçok söylenti vardır.
Edirne’de,
Selimiye Camisi’nin yapım yerinin bir kadına ait olduğu ve bu kadının da ters
birisi olduğu söylenmektedir. Cami yapımından önce yer sahibi olan kadınla
konuşmaya giderler fakat kadın çok ters, huysuz birisidir ve gayrimüslimdir.
Devlet isterse yeri alabilir ama cami yapılacağı için özellikle sahibin rızası
alınmak istenmektedir. Kadın sonunda ikna olur ama bir isteği vardır. Bahçede
kadının özel bir yeri vardır ve oraya dokunulmamasını istemektedir. Fakat bu imkansızdır
çünkü kadının dediği yer caminin tam ortasında kalmaktadır. Caminin tam
ortasına demirlerle özel bir bölüm yaparlar ve kadını hatırlatması için ters
bir lale çizerler (kadının ters biri olmasından dolayı). Başka bir rivayet der ki
aslında bir hikaye daha vardır ve bu hikaye daha dramatiktir. Caminin mimarı
olan Mimar Sinan bu caminin yapımı sırasında işine kendisini çok vermiştir. Bu
sırada Mimar Sinan’a bir haber gelir. Kızı çok hastadır. Mimar Sinan çok
üzülür. Çocuğu ölümcül bir hastalığa yakalanmıştır. Zaman kaybetmeden kızının
yanına gider. Kızının yaşı da küçüktür.
Aradan fazla zaman geçmez ve Mimar Sinan’ın kızı hayata gözlerini yumar. Bu
durum usta mimarı çok derinden etkilemiştir. Gözlerinin önünde kızının ölmesi
kendisini mahvetmiştir. Bu acısını içine gömer ve işine geri döner ama aklı hep
ölen kızındadır. Caminin ortasındaki yere kızı için lale çizer öldüğü için de
laleyi ters yapar. Bu lale hala orada bulunmaktadır. Camiye namaza gelenler,
bilmeyenlere, duymuş oldukları bu hikayeleri anlatmaktadırlar. Ama tarihçiler
özellikle ikinci hikayenin doğru olabileceğini söylemektedirler. Ters lalenin caminin
içinde bulunması ve günümüze kadar gelmesi, cami ziyaretçilerinin hala ilgisini
çekmektedir.
Ters LALE |
Yorumlar