OLSUN “ROBOT”İKLEŞİYORUZ.
Teknoloji araçlarının çağımızın en güçlü
iletişim kaynakları olduğunu biliyoruz. Bilgisayarlar, televizyonlar, akıllı
telefonlar, tabletler... Kolay edinilen bilgiler, kolay ulaşılan insanlar,
kolay eğlenilen ortamlar sağladığı da bir gerçek.
Aradığımız herşeyin tek kelimesini herhangi
bir arama motoruna yazdık mı
kendiliğinden binlerce arama sonucu çıkıyor. Hemde en çok tıklananlara göre
doğru sıralamasıyla. Bir arkadaşın kapısını çalıp aradğımız dersin kitabını veya
ansiklopedisini sormak, kütüphaneye gidip aradığımız kitabın konusunu,
içeriğini yazacağımız talep fişlerini doldurmak ya da konusuna göre kitaplar
arasında dolaşmak, aradığımız bilgiye ulaşamıyorsak öğretmemize rica etmek ya
da bir bilene sormak gerekmiyor.
Arama motorları bu işi anında çözüyor. Zaman
kaybı da yok. Anında görüntü. Hatta çoğu zaman anneler, çocukları eve
geldiklerinde çocuğunun ödevini çoktan bitirmiş oluyorlar. Eee tabi. Çocuklar
araştırıp bulmasın okulda yeterince yoruluyorlar. Sınavlara hazırlık, etüdler
derken birde öğretmen bir sürü ödev verince bitirilmesi zorlaşıyor.
Arkadaşlarımızı, sevdiklerimizi aramaya
“nerede ne yapıyorsun” demeye hiç gerek yok. Facebooktan nerede olduklarını
anında görebiliyoruz. Hatta o an ne yiyorlar ne içiyorlar, kiminle ne
yapıyorlar paylaşılan fotoğraflarla anında görüntü. Çok mu görmek istiyorsunuz
arkadaşınızı? Foursquare’den adresin tarifini bile detaylıca alabilirsiniz.
Atlayın arabanıza ya da taksiye. Arkadaşınızın yanındasınız. Sizi görmek
isteyip istememesi önemli değil. İstemiyorsa bir tweet atmış olsun canım.
Düşündüğünü anında yazmayı seviyor nasılsa. Tweeter hesabınız yoksa face de
attığı tweeti nasılsa paylaşmıştır.
O akşam misafiriniz gelecek. Ne yapsam
telaşına sakın kapılmayın. Gelecek misafirinizin sevdiği yemeklere paylaştığı
fotoğraflardan anında ulaşabilirsiniz. Bu yemeklerin nasıl yapıldığını
bilmenize hiç gerek yok. Yazın yemek adını Google efendiye otel şeflerinden,
restaurant başaşçılarına kadar kimin tarifini isterseniz uygulamaya başlayın.
Püf noktalarını da okumayı sakın unutmayın. Bu arada eksik malzemeniz mi var?
Öyle bakkala, markete gitmeye gerek yok. Açın interneti istediğiniz marketten
siparişinizi verin 30 dakikada kapınızda!
İşleriniz yoğun müşterinizi arayıp işin teslim
tarihinin değiştiğini bildirmenize gerek yok. Açın akıllı telefonunuzu iki
kelimeyi otomatik yazıp maili veya mesajı gönderiverin. Hatta Türkçeyi doğru
kullanmanıza da gerek yok. O kadar harfi doğru yerinde bulmak da zaman kaybı.
Tam bu sırada kısaltmalar hayat kurtarır. Ok (tamam), cnm (canım), grsz
(görüşürüz)... Yüzyüze toplantı falan yapmanın da bir faydası yok. Sıcak satış
denilen satış tekniği çok eskilerde kaldı. Bir sunum dosyası hazırlayıp mail
atıldı mı teklif direkt karşıda. Hem beden diliyle falanda uğraşmak da neymiş?
Satış yaparken nasıl oturulmalı, ses tonu nasıl olmalı, nasıl giyinilmeli? Bu
detayların da bir önemi kalmadı, güzel.
Canınız mı sıkıldı? Açın bilgisayarınızı,
telefonunuzu, dilerseniz televizyonunuzu. Seçin bir oyun kendinize. Flappy
Bird’de kaldırıldı şimdi ne olacak? Hızlandırılmış arabalarla yapılan yarışlar,
gidilecek bir kuşun peşinden toplanacak altınlar, hop hop zıplatılacak komik
tipler, patlatılacak ya da fırlatılacak renkli toplar her zaman bulunur merak
etmeyin.
Bu kadar yoğun teknolojinin içinde birşeyi unutuyoruz.
İNSAN OLDUĞUMUZU.
Düşünen, konuşan ve iletişim kurmak zorunda olan varlıklar
olduğumuzu. Eskiden aşıklar mektup yazarlar, sevdiklerinin eline o mektubu
tutuşturabilmek için köşe bucak saklanıp yoldan onun geçişini beklerdi. Anne
baba, sevdikler ziyaret edilir telefonla değil elleri tutularak “nasılsın”
denirdi. Bu bir görev değil içten gelen bir duyguydu. Arkadaşların kapısı
çalınır müsaitse ders yapmaya gidilirdi. Sabahın kör karanlığında kalkılır,
kitaplar satır satır çizilip sınavlara hazırlanılırdı. Müşteri bulmak,
müşteriye iyi hizmet verebilmek için seminerlere gidilir doğru oturma, doğru
konuşma, doğru ses tonu, doğru satış teknikleri ile ilgili bilgi edinilirdi.
Hızlı yaşamaya başladığımız doğru.
Bu kadar
teknolojinin içinde doğru “İletişemediğimiz” de acı ama gerçek. Eskiden
robotlar yapılırdı. Birçok parça biraraya getirilir hareketleri
programlanabilirdi. İnsanlarda iletişemediklerine göre artık robotlaşıyorlar.
Zorunlu ihtiyaçlarda bir çözüme ulaştırılır, yiyecek ve içecekler ilaç şekline
dönüşür uykunun yerine de bilgisayara bağlanıp şarj olma durumuna geçilirse bu
iş olur derim. Unutmadan söyleyeyim ilaç şeklinde beslenme yöntemini birkaç
marka birkaç sene öncesinde denemeye başladı bile. İnancımızı yitirmeyelim
“robotikleşebiliriz”.
Arsivimizde 1400 adet tarihi ve dini konularda paylasim var bu link ile ARSiV'E gidebilirsiniz |
Yorumlar