Anne ve annenin görevleri.
Her anne iyi bir
evladı olsun ister. En mükemmeli,
en hayırlısı ve en saygılısı..
Bir insan fedakârlık yapıp da başka bir insan için asla canını vermez ama bir anne çocuğu için canını verebilecek tek kişidir.
Bir insan fedakârlık yapıp da başka bir insan için asla canını vermez ama bir anne çocuğu için canını verebilecek tek kişidir.
Evladını en tepeye de taşır, farkında olmadan en aşağıya da indirebilir. Nasıl mı? Doğru yetiştirmesini bilmeyerek.
Çocuk 5
6 yaşlarına gelene kadar aşırı seviliyor, çoğu yaptıklarına gülünüp geçiliyor.
Hatta ve hatta ilk kelimelerini söylemeye başladığında çocuğa “küfür”
öğretiliyor ve ilginçtir ki buna da gülünüyor. Çocuk ilk zihni gelişmesinde
egosantrizm safhasındadır. Yani dünyada en önemli varlık kendisi, her şey onun
emrine ve isteğine hazır olmalı hissindedir. Bu hissi taşıyan çocuk annesi
babası diğer insanlar, isteği gibi kendisine davranmazsa ağlamaya başlar ve
ağlayarak her istediğini yaptırır. Çocuğumuzun bu hissini bilerek terbiye etmek
yerine, bu hissi okşayan davranışlarımızla evladımızı evin efendisi konumuna
getiriyoruz.
Kıyametin alâmetleri
Kıyametin alâmetlerinden biri de köle kadınların efendilerini
doğurmaları olduğu” vurgulanmıştır.( Buharî, Tefsiri Sureti 31,2) Bu
terbiyeye benzemeyen terbiyemizle hadisin zamanımıza baktığını izhar ediyoruz.
Anne
baba çocuğa doğruyu yanlışı öğretmekte yetersiz kaldığı için belli bir yaşa
geldikten sonra ise o çocuğun önüne geçilemiyor. Kızılıyor bağırılıyor belki de
dövülüyor. Ve bu yüzden çocuk boşluğa düşüyor, nerede hata yaptığını
bilemediğinden hırçınlaşıyor, psikolojisi bozuluyor. Önüne geçilemeyecek yaşa
geldiğinde ise devreye baba giriyor. Anne yetmediği yerde tehditlerle “babana
söylerim, babana şikayet ederim” diye çocuğu korkutuyor ve bir zaman sonra bu da
işe yaramadığından babaya şikayet ediliyor ve baba da terbiyeyi tam
bilmediğinden işinin verdiği yorgunluk ve stresi bahane edip çocuğuna şiddet
uyguluyor.
Bu
olaylardan sonra ailelerin klasik cümleleri ağızlarından dökülüyor “Biz nerede
hata yaptık da bu çocuk böyle oldu?”
Terbiyeden
noksan yetiştirilen çocuklar zamanla anarşist olup çıkıyor. Cemiyete zararlı
bir fert hükmüne geliyor. Bu durumu önlemek için yapılması gereken tek şey aile
ortamında İslami adaba uygun yaşayış tarzını muhafaza etmek. Çocuklarda haya
hissini geliştirmek. Anne baba olarak sorumluluklarımızı bilmek ve cemiyetin
durumundan haberdâr bir ebeveyn olarak, evladımızı karşılaşacağı hadiselere
karşı hazırlıklı olmasını telkin etmektir.
Ölçülü
davranmalıyız ki çocuk yanlışı doğruyu ayırt edebilsin, durması gerektiği yeri
bilsin. Bir çocuk ailesinin aynası olduğundan sözle değil davranışlarımızla
çocuğumuza model olmalıyız. Temel ahlak anlayışını iyi aşılamalıyız. Gerek
konuşmalarımızla, gerek tavırlarımızla, gerekse giyinişimizle.
İki
ayrı cins çocuğumuz varsa onlar kendilerini tanımadan önce biz onlara bunu İslâm
adabıyla öğretmeliyiz. Başkalarının yanında ve küçük bile olsa erkek
çocuğumuzun yanında diğer çocuğumuzu emzirmek, bebeğimizin bezini değiştirmek
gibi yanlış hareketlerden kaçınmalıyız. Çünkü İslâm Prensipleri Ansiklopedisinde
şöyle bahsediliyor;
Peygamberimiz (A.S.M.) bir hadis-i şeriflerinde:
Çocuğun
avretine riayet edin ve onu örtün. Zira onun avreti de büyüğün avreti gibidir.
Allah, avretini açana rahmet nazarı ile bakmaz.” Buyurmakla vicdaniyâtın ve
ulvî hislerin teşekkülünde en önemli hususa dikkati çeker.
İslam’dan
gelen bu terbiye şekline göre çocuğumuzu terbiye etmeliyiz. Çünkü çocuklarımız
fotoğraf makineleri gibidir.
Çocuklarımızı
terbiye-i İslamiye ile yetiştirelim. Namaz kılmayı, oruç tutmayı, örtünmeyi,
temizliği, büyüklerine karşı hürmet etmeyi, haram ve yasak olan şeyleri öğretelim.
Yani emr-i bil’ma’ruf ve nehy-i anil-münkeri telkin edelim ve fiiliyatımızla bizde
aynısını yaptığımızı gösterelim. Bizler onların ilk öğretmenleriyiz. Dışarıdan
başkalarının bir şeyler öğretmesiyle çocuklarımız ahlaklı olmadığı gibi bizim
öğrettiklerimizi de cemiyet bozmakta çok hızlı olabilir. Tahrip tamirden daha
kolaydır. Yirmi kişinin yaptığı bir binayı bir çocuk bir kibritle bir anda
mahvedebilir. Bu zamanda cemiyet bu örneğin tam tersidir. Biz cemiyete karşı
tek başımızayız. Sayı çokluğu ile ve hızla tahribi gerçekleştiriyorlar. Tamiri
tahriple dengede tutmakta geç kalmayalım. Temeli atıp, binayı üzerine yapmakta
acele edelim. Bizde İslam’dan uzak bir terbiye ile çocuğumuzun mahvına
bilmeyerek yardımcı olmayalım. Cemiyeti değiştiremeyiz ama cemiyeti teşkil eden
bir fert de bizim çocuğumuz olacaktır. İslam terbiyesi alırsa fitnelere karşı
uyanık olacak ve insanlara zararlı bir alet durumuna düşmeyecektir.
İyi bir evlat yetiştirmenin sonucu iyi bir gelecek demektir.
Konuk yazar: Büşra Yılmaz Mart / 2014
İyi bir evlat yetiştirmenin sonucu iyi bir gelecek demektir.
Konuk yazar: Büşra Yılmaz Mart / 2014
Yorumlar