Ana içeriğe atla

Tarih konusunda şu Türkiyelilerin başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmemiştir !


Bizde Kaç Yakın Tarih Var?

Tarih öyle bir ilimdir ki, ona her şeyi söyletebilirsiniz. Tarih kadar manipülasyona, tahrife müsait başka bir ilim yoktur..

Milli kültürüne, milli kimliğine saygılı, insan haklarına bağlı ülkelerde tarih bizdeki kadar tahrife uğramamıştır.

Bizim yakın tarihimiz tabularla doludur.
1919-22 arasındaki Milli Mücadele tarihimizi ele alalım. Bir tarih değil, birkaç tarihtir:

(1) Resmi ideolojinin, vesayet rejiminin düzmece tarihi…
(2) Solcuların, Marksistlerin kendi tarihleri…
(3) Müslümanların, gerçek tarihe oldukça yaklaşan tarihleri…

Kültür fukarası toplumlar zenginleşince otoyollar, uçak meydanları, barajlar, limanlar, gökdelenler, beş yıldızlı oteller, süpermarketler,dev hapishane binaları, adliye binaları yapabilirler ama tarih yazamazlar.

Yakın tarihimizin mavallarını, martavallarını genellikle Sabataycılar ve Kriptolar fabrike etmiştir (üretmiştir)

Tarihimizde balığın tırmandığı kavak hikâyeleri bir değil, on değil, elli değildir, haddi hesabı yoktur !

Resmi tarih bir M. Kemal mitolojisi inşa etmiştir.
Halide Edip Adıvar “Türkiye’de Şark Garp ve Amerikan Tesirleri” adlı kitabında, bizde tarih ve lisana müdahalenin Stalin Rusyası’ndakinden ve Hitler Almanyası’ndakinden daha fazla olduğunu söyler.

Kütüphanemde Abdünnasır zamanında Mısır’da basılmış bir kitap var. Mısır’ı anlatıyor. Milattan önceki Firavun hanedanları, Romalılar, Müslümanların istilası, Fatımi Devleti, Eyyubiler, Memluklar…

Sıra 1517’ye geliyor, Osmanlılar’dan tek kelime ve cümleyle bahsedilmiyor. Birkaç asır atlıyor, Kavalalı Mehmed Ali Paşa’ya…

Diktatörlük rejimlerinin tarih anlayışı böyledir.
..

Türkiye’nin bilhassa yakın tarihini doğru şekilde kimler yazacaktır? Herhalde Kemalistler ve Marksistler değil.

Bu işi yapsa yapsa Müslümanlar yapabilir. Onların da kültürü yeterli değil.

Bizim yakın tarihimiz 1908 İkinci Meşrutiyet ile başlar. Jöntürkler’in, İttihatçılar’ın, Dönmeler’in, Masonlar’ın Meşrutiyeti.

1909 düzmece 31 Mart Hareketi. Tecrübesiz Jöntürkler’in Balkan Harbi’ni kaybetmeleri, Birinci Dünya Savaşı’na beyinsizce girişimiz, Milli Mücadele’de dönen dolaplar, nihayet Sultan Vahdeddin’in çarnâçar ülkeyi terk etmesi.

Yakın tarihimizin en mağdur, en büyük haksızlığına uğramış şahsiyeti Sultan Vahdeddin’dir. Resmi tarih onu vatan haini ilan etmiştir !

M. Kemal Paşa Samsun’a Sultan Vahdeddin’in iradesi ile onun yaveri sıfatıyla gönderilmiş veya gitmiştir.

O M. Kemal Paşa ki Padişah’ın kızı Sabiha Sultan’la evlenmek istemişti de Sultan ona varmamıştı..

Düzmece tarihimiz İstiklal Savaşı’nın bir İslami cihad hareketi olduğu gerçeğini ayaklar altına almıştır.

Gerçek tarih öğrenilemesin diye, alfabeyi ve lisanı değiştirdiler..

M. Kemal Paşa 1919’da Samsun’a çıktıktan sonra Padişah’a iki uzun telgraf çekmiştir. Telgrafların ilk cümlesi “Atebe-i Ulya-yı Hazret-i Hilafetpenahi’ye”dir. Sonundaki M. Kemal imzasının birinin üzerinde “Kulunuz” ötekinin üzerinde “Kulları” yazılıdır.

Yıl 2013. Bu iki telgraf namenin Latin harflerine çevrilmiş metinlerini lise bitirmiş Türkiyelilere veriniz, hiçbir şey anlayamayacaklardır.

Bir Fransız, bir İngiliz, bir İtalyan 1919’da kendi lisanıyla yazılmış bir metni kolayca okuyup anlayabiliyor ama Türkler anlayamıyor.

Tarih konusunda şu Türkiyelilerin başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmemiştir !

“Ve sonra kelimeler kutlu, mutlu, ulusal. / Mavalları bastırdı devrim isimli masal.”
(Pek yakın bir tarihte ünlü bir profesör televizyonda haykırdı, “Bizans bana Osmanlı’dan yeğdir” dedi. Bu zihniyete sahip insanlar tarih yazarlarsa gerisini siz düşününüz.)

MEHMET ŞEVKET EYGİ


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur.

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur. Haim Nahum, Osmanlı Bankasından çaldığı paraları İsviçre’ye aktardı. Haim Nahum çaldığı paraların yarısını bir oğlu Bernar Nahum’a diğer yarısını da diğer oğlu Vehbi Koç’a verdi. Bernar Nahum ve Vehbi Koç o rtaklasa BEKO’yu kurdular. Vehbi Koç’un serveti, Osmanlı Parasıdır. ***** “Koç ve Doğramacı ailesini yakın izlemeye almak gerek.. Vehbi Koç kimdir? Bakarsınız ipin ucu Bandırma vapuruna kadar gider.. Bernard Nahum da çok önemli bir isim ve tabii Haim Nahum Efendi de öyle.. Koç deyince bugün akla Mustafa Koç, Rahmi Koç gelse de, aslında Koç ailesinin asıl önemli isimleri Kıraçlar. İnan Kıraç da damat..! Bu Hayim Nahum adı önemli.. Lozan’ın perde gerisindeki Siyonist o.. Türkiye’deki “Arap Düşmanı Kemalist Milliyetçilik”i n sponsoru da O. Daha sonra gitti Nasır’a danışman oldu, Arap Yahudilerini örgütledi ve Türk düşmanı Arap milliyetçiliğin in liderliğini üslendi..! Arap düşmanı Kemalist Türk milliyetçiliği fikrinin arkasında kimler vardı bakın bakal...

israil’in 2. cumhurbaşkanı Atatürk’ün hocası Şemsi Efendinin oğlu

SABETAY ve PAKRADUNİ’ ler   Selanikli'nin yakın dostları TSK’nın hazırladığı “Atatürk Köşesi”nde Mustafa Kemal Paşa’nın boyunun 1.74 olduğu yazıyor. Bugüne kadar 1.68 olduğu biliniyordu.. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunu açıklayarak tartışmalara son noktayı koydu. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunun bilinenin aksine 1.68 değil, 1.74 olduğunu açıkladı. Atatürk’ün boyu 1.74 i ken, kilosu 74-76 arası, ayak numarasının da 42 olduğu açıklandı. Siz babasının adının Ali Rıza, annesinin adının Zübeyde olduğunu kabul etmeye devam edin ve tabii Selanik’te doğduğunu da! Resmi tarih iddiasını

Atatürk un SEVGILISI Fikriye nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi.

Hayatı gizemlerle dolu Fikriye’nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi. Yazar Fatih Bayhan tarafından yapılan çalışmada Fikriye’nin aynı zamanda Atatürk’ün imam nikâhlı eşi olduğu ve ondan çocuk aldırdığı iddia ediliyor.  Zübeyde, Makbule, Latife, Fikriye, Sabiha, Ülkü… Atatürk’ün kadınları. Anne, abla, eş, sevgili, evlatlık... Mustafa Kemal’in etrafındaki kadınların her biri ayrı bir araştırma konusu aslında. Latife Hanım ile Atatürk’ün ilişkisi sıradan bir karı-koca münasebeti değildi elbet. Gazi’nin etrafındaki kadınların çoğu güçlüydü şüphesiz. Ama Fikriye’nin durumu farklıydı. Mahzun, acılı, âşık, ihtiraslı, bir o kadar da çocuktu Fikriye. Zaten acılarla örülü hayatı da bunu gösteriyor. Fikriye yitik bir kadındı. Çünkü Atatürk’ün hayatının belki de en gizli kalan parçasıydı.  Atatürk ile Fikriye’nin ilişkisi nasıldı? Fikriye Köşk’te sıradan bir kadın mı yoksa Mustafa Kemal’in kalbindeki en derin yara mıydı? Fikriye intihar mı etti? Atatürk, Fikriye’ye d...