Devlet-i Aliyye'nin yükselme döneminde, Avrupa'da Osmanlı hayat tarzı ve modası oldukça etkiliydi.
"Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur. Sırtına Sakarya'nın, Türk tarihi(gercek tarih) vurulur."
Bati ürküyor !
Yakında yeniden canlanmış bir Osmanlı İmparatorluğu ile karşı karşıya kalınabilirmiş!
Yiğit düştüğü yerden kalkarmış ya...
Ne Osmanlıymış düşünebiliyor musunuz?
Sultan Süleyman döneminde Fransa Krallığı'nın bütçesi 4 milyon altın, İngiltere Birleşik Krallığı'nın bütçesi 3,5 milyon altındı.
Aynı dönemde Osmanlı'da sadece Sivas vilayetinin bütçesi ise 20 milyon altın.
Bugünün küresel aktörü ABD, Osmanlı'yla mukayese edilebilir mi?
Devlet-i Aliyye'nin tarihi ve adı bile titretiyor zemini.
Ne mazinin türküleriyle avunan bir bedbaht ne de tarihini bütünüyle reddeden bir köksüzüm.
Fakat istikbalin çiçekleri geçmişin kökleriyle beslenir, bunu iyi bilirim.
Osmanlı akıncıları çok hızlı intikal ederler, çok süratli hareket ederlerdi.
1534 senesinde Viyana'daki St. Stephen Katedrali'nde, Osmanlı akıncılarının yaklaştığını görüp çan çalarak haber vermekle görevli bir memuriyet kurulmuştu.
Bu memuriyet ne zaman kaldırıldı biliyor musunuz?
1956 yılında Viyana Belediye Meclisi'nin kararıyla.
"Artık bir Osmanlı tehlikesi kalmadığından, bu memuriyete lüzum kalmamıştır" denilerek katedraldeki memuriyet kaldırılmıştı.
Öyle bir ihtişam ki bu, gerçekten kolay unutulmaz.
1835 yılına kadar dünyanın en büyük kenti kabul edilen Osmanlı'nın payitahtı İstanbul'da, Kanuni Süleyman'ın hükümdarlık yaptığı 46 yıl boyunca sadece 1 cinayet vakası kaydedilmişti.
İngiltere'de 1508-1547 yılları arasındaki 39 senede 7200 kişi hırsızlıktan asılmıştı.
Osmanlı'da ise o yıllarda kapısını kilitleyen bile yoktu.
Devlet-i Aliyye'nin yükselme döneminde, Avrupa'da Osmanlı hayat tarzı ve modası oldukça etkiliydi.
Evlerinde ve malikânelerinde Türk köşesi bulundurmayan sosyete mensupları ayıplanırdı.
Batılı asiller, Osmanlılar gibi giyinerek balo ve merasimlere katılmakla övünürlerdi.
Günde 3 saat uyku uyuyup, tahta kaşıkla tek çeşit yemek yiyen, günde 8 saatini kitap okumaya ayıran bir Yavuz'u geçen asırlar unutturabilir mi?
Çocukluğunda bile kafesten uçurulan güvercinleri çift elle fırlattığı hançerlerle havada vuran Yavuz'u, Moşe Dayan da unutmamış.
1967'deki Mısır-İsrail savaşında; Mısır ordusu düşmanı İsrail askerlerini beklerken, İsrail ordusu bir anda Süveyş'in öbür yakasına geçerek dünyayı şaşırtmıştı.
İsrail Genelkurmay Başkanı Moşe Dayan bu muazzam zaferi basın mensuplarına şöyle açıklamıştı:
"Bu harekât, Yavuz Selim'in asırlar önce Mısır'ı fethederken uyguladığı harp planının kopyasıdır."
Osmanlı'da at ve eşeklerin çalışma saatleri padişah fermanlarıyla düzenlenirken, Avrupa'da insan hakları diye bir kavram yoktu.
Osmanlı'ya bağlı bir memleket olan Romanya'nın ünlü çocuklarından Panait Istrati (Kodin'in yazarı), dünyanın en özgür diyarı olarak Osmanlı ülkesini göstererek, "Tanrı'ya ve padişaha çatmadıktan sonra orada her şeyi yapmak serbesttir" diyordu.
Devrinde Batı'nın özlediği bir demokratik formu gerçekleştirmişti Osmanli..
Sizce Osmanlı geri gelir mi?
Gültekin Avci/Bugün Gazetesi
"Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur. Sırtına Sakarya'nın, Türk tarihi(gercek tarih) vurulur."
Bati ürküyor !
Yakında yeniden canlanmış bir Osmanlı İmparatorluğu ile karşı karşıya kalınabilirmiş!
Yiğit düştüğü yerden kalkarmış ya...
Ne Osmanlıymış düşünebiliyor musunuz?
Sultan Süleyman döneminde Fransa Krallığı'nın bütçesi 4 milyon altın, İngiltere Birleşik Krallığı'nın bütçesi 3,5 milyon altındı.
Aynı dönemde Osmanlı'da sadece Sivas vilayetinin bütçesi ise 20 milyon altın.
Bugünün küresel aktörü ABD, Osmanlı'yla mukayese edilebilir mi?
Devlet-i Aliyye'nin tarihi ve adı bile titretiyor zemini.
Ne mazinin türküleriyle avunan bir bedbaht ne de tarihini bütünüyle reddeden bir köksüzüm.
Fakat istikbalin çiçekleri geçmişin kökleriyle beslenir, bunu iyi bilirim.
Osmanlı akıncıları çok hızlı intikal ederler, çok süratli hareket ederlerdi.
1534 senesinde Viyana'daki St. Stephen Katedrali'nde, Osmanlı akıncılarının yaklaştığını görüp çan çalarak haber vermekle görevli bir memuriyet kurulmuştu.
Bu memuriyet ne zaman kaldırıldı biliyor musunuz?
1956 yılında Viyana Belediye Meclisi'nin kararıyla.
"Artık bir Osmanlı tehlikesi kalmadığından, bu memuriyete lüzum kalmamıştır" denilerek katedraldeki memuriyet kaldırılmıştı.
Öyle bir ihtişam ki bu, gerçekten kolay unutulmaz.
1835 yılına kadar dünyanın en büyük kenti kabul edilen Osmanlı'nın payitahtı İstanbul'da, Kanuni Süleyman'ın hükümdarlık yaptığı 46 yıl boyunca sadece 1 cinayet vakası kaydedilmişti.
İngiltere'de 1508-1547 yılları arasındaki 39 senede 7200 kişi hırsızlıktan asılmıştı.
Osmanlı'da ise o yıllarda kapısını kilitleyen bile yoktu.
Devlet-i Aliyye'nin yükselme döneminde, Avrupa'da Osmanlı hayat tarzı ve modası oldukça etkiliydi.
Evlerinde ve malikânelerinde Türk köşesi bulundurmayan sosyete mensupları ayıplanırdı.
Batılı asiller, Osmanlılar gibi giyinerek balo ve merasimlere katılmakla övünürlerdi.
Günde 3 saat uyku uyuyup, tahta kaşıkla tek çeşit yemek yiyen, günde 8 saatini kitap okumaya ayıran bir Yavuz'u geçen asırlar unutturabilir mi?
Çocukluğunda bile kafesten uçurulan güvercinleri çift elle fırlattığı hançerlerle havada vuran Yavuz'u, Moşe Dayan da unutmamış.
1967'deki Mısır-İsrail savaşında; Mısır ordusu düşmanı İsrail askerlerini beklerken, İsrail ordusu bir anda Süveyş'in öbür yakasına geçerek dünyayı şaşırtmıştı.
İsrail Genelkurmay Başkanı Moşe Dayan bu muazzam zaferi basın mensuplarına şöyle açıklamıştı:
"Bu harekât, Yavuz Selim'in asırlar önce Mısır'ı fethederken uyguladığı harp planının kopyasıdır."
Osmanlı'da at ve eşeklerin çalışma saatleri padişah fermanlarıyla düzenlenirken, Avrupa'da insan hakları diye bir kavram yoktu.
Osmanlı'ya bağlı bir memleket olan Romanya'nın ünlü çocuklarından Panait Istrati (Kodin'in yazarı), dünyanın en özgür diyarı olarak Osmanlı ülkesini göstererek, "Tanrı'ya ve padişaha çatmadıktan sonra orada her şeyi yapmak serbesttir" diyordu.
Devrinde Batı'nın özlediği bir demokratik formu gerçekleştirmişti Osmanli..
Sizce Osmanlı geri gelir mi?
OSMANLI PADISAHLARI / GERCEK TARIH DEPOSU |
Gültekin Avci/Bugün Gazetesi
Yorumlar