Ana içeriğe atla

Kamalizm Dini Ne örümcek ne yosun/ Ne mucize ne fusun/ Kâbe Arabın olsun/ Çankaya bize yeter!


Kamalizm Dini 

Atatürk’ün çok yakınında yaşayan 3-5 kişiden biri Âfet İnan’dır. Onun yatak odası, Çankaya köşkünde, Atatürk’ün yatak odasının yanında idi. Atatürk, Ankara’dan ayrıldığında Afet İnan’ı da yanında götürüyordu. Afet İnan’ın Medeni Bilgiler isimli bir kitabı var. Prof. Dr Hüseyin Aydın AYDINLANMANIN ANA KUCAĞINDA LAİKLİK VE ATATÜRKÇÜLÜK isimli, çok önemli kitabının 161. sayfasında şöyle diyor: “1929 yılında Atatürk Medeni Bilgiler kitabının yazılmasını genç Afet İnan’a görev olarak verir. Ama Âfet İnan’ı tek başına bırakmaz. Medeni Bilgiler kitabına Gazi Mustafa Kemal çok önem vermiştir. Âfet İnan’ın belirttiği gibi, kitabın yazımı ile bizzat ilgilenmiş, bazı konularını bizzat kendisi yazmış, bazı konularını da baştan yazarcasına düzeltmiştir. Bu kitabın yazımı bitince Atatürk 18.09.1931 tarihli Cumhurbaşkanlığı tezkeresiyle Başbakanlığa göndermiştir!” Bu Medeni Bilgiler isimli kitabın 21-22. sayfalarında şu iddiayı okumaktayız: “Din birliğinin de millet teşkilinde müessir olduğunu söyleyenler vardır. Fakat biz, bizim gözümüz önündeki Türk milleti tablosunda, bunun aksini kabul etmekteyiz. Türkler İslâm dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. Bu dini kabul ettikten sonra, bu din, ne Arabların, ne aynı dinde bulunan Acemlerin ne de sairenin Türklerle birleşip bir millet teşkil etmelerine tesir etmedi. Bilakis, Türk Milletinin milli bağlarını gevşetti. Milli hislerini, milli heyecanlarını uyuşturdu. Bu pek tabii idi. Çünkü Muhammed’in kurduğu dinin gayesi, bütün milliyetlerin fevkinde, şamil bir ümmet siyaseti idi”

Dünkü yazımdan da Prof. Dr. Orhan Türkdoğan’ın KEMALİST SİSTEM isimli kitabından aldığım cümlelerden açıkca anlaşıldığı gibi, Kemalist veya Kamalist rejim, millet anlayışında ve tarifinde dini yani İslâmiyeti tamamen devreden çıkarıyordu. Çünkü Kemalist sisteme göre “İslâmiyet Muhammed’in kurduğu bir Arab dini” idi. “Bizim milli hislerimizi uyuşturmuş ve bizi geri bırakmıştı” Kâzım Karabekir Paşa’ bizzat Atatürk demişti ki: “Karabekir! Kur’an-ı Türkçeye çevirttiriyorum. İstiyorum ki bu millet Kur’an’ın Türkçesini okusun ve o Arab oğlunun ne yaveler yediğini görsün!”

Yine Karabekir Paşa’nın hatıratında belirtildiğine göre, 1923 yılında, Atatürk’ün başkanlığında yapılan bir toplantıda, CHP’nin önde gelen bazı bakanları ve milletvekilleri Türkiye’yi kalkındırmak ve Avrupa devletleriyle dostluklar kurmak için Hristiyan olmamız gerektiğini heyecanla tavsiye etmişlerdi. Sonra bu görüşten vaz geçildi ve Kemalizm’in yani CHP 6 okunun yeni bir din olarak tanıtılmasına karar verildi. Nitekim CHP Edirne Milletvekili Şeref Aykut’un 1936 yılında, İstanbul’da Muallim Ahmet Halit Kitap Evinde bastırılan KAMALİZM (CHP programının izahı) isimli kitabın 2. sayfasında deniliyor ki: “Kamalizm, bunların üstünde, yalnız yaşamak dinini aşılayan ve bütün prensiplerini ekonomik temeller üzerine kuran bir dindir.” Kitabın 15. sayfasındaki iddiaya bakınız: “Kamalizm, bir dindir ki, Onun en büyük ana sıfatlarından birisi de devrimci olmasıdır!”

Sonra CHP milletvekilleri Kamalizm dininin yeni Kâbesini ve yeni Mevlidini yazdılar. Kemallettin Kamu dedi ki:

“Ne örümcek ne yosun/ Ne mucize ne fusun/ Kâbe Arabın olsun/ Çankaya bize yeter!”

Behçet Kemal Çağlar, Sevgili Peygamberimiz için yazılan Mevlidi Atatürk’e uygulayarak her yerde okumaya başladı:

“Ol Zübeyde Mustafa’nın anesi/ Ol güneşten doğdu ol dürdanesi” Örnekler pek çok yerim kalmadı.

KAYNAK:
Yavuz Bülent Bâkiler, 02 Eylül 2012 Pazar, Türkiye Gazetesi



Yorumlar

Süleyman Özerol dedi ki…
Yavuz Bülent Bakiler mi? Türkçü geçinen Fetullah sözcüsü...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur.

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur. Haim Nahum, Osmanlı Bankasından çaldığı paraları İsviçre’ye aktardı. Haim Nahum çaldığı paraların yarısını bir oğlu Bernar Nahum’a diğer yarısını da diğer oğlu Vehbi Koç’a verdi. Bernar Nahum ve Vehbi Koç o rtaklasa BEKO’yu kurdular. Vehbi Koç’un serveti, Osmanlı Parasıdır. ***** “Koç ve Doğramacı ailesini yakın izlemeye almak gerek.. Vehbi Koç kimdir? Bakarsınız ipin ucu Bandırma vapuruna kadar gider.. Bernard Nahum da çok önemli bir isim ve tabii Haim Nahum Efendi de öyle.. Koç deyince bugün akla Mustafa Koç, Rahmi Koç gelse de, aslında Koç ailesinin asıl önemli isimleri Kıraçlar. İnan Kıraç da damat..! Bu Hayim Nahum adı önemli.. Lozan’ın perde gerisindeki Siyonist o.. Türkiye’deki “Arap Düşmanı Kemalist Milliyetçilik”i n sponsoru da O. Daha sonra gitti Nasır’a danışman oldu, Arap Yahudilerini örgütledi ve Türk düşmanı Arap milliyetçiliğin in liderliğini üslendi..! Arap düşmanı Kemalist Türk milliyetçiliği fikrinin arkasında kimler vardı bakın bakal...

israil’in 2. cumhurbaşkanı Atatürk’ün hocası Şemsi Efendinin oğlu

SABETAY ve PAKRADUNİ’ ler   Selanikli'nin yakın dostları TSK’nın hazırladığı “Atatürk Köşesi”nde Mustafa Kemal Paşa’nın boyunun 1.74 olduğu yazıyor. Bugüne kadar 1.68 olduğu biliniyordu.. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunu açıklayarak tartışmalara son noktayı koydu. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunun bilinenin aksine 1.68 değil, 1.74 olduğunu açıkladı. Atatürk’ün boyu 1.74 i ken, kilosu 74-76 arası, ayak numarasının da 42 olduğu açıklandı. Siz babasının adının Ali Rıza, annesinin adının Zübeyde olduğunu kabul etmeye devam edin ve tabii Selanik’te doğduğunu da! Resmi tarih iddiasını

Atatürk un SEVGILISI Fikriye nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi.

Hayatı gizemlerle dolu Fikriye’nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi. Yazar Fatih Bayhan tarafından yapılan çalışmada Fikriye’nin aynı zamanda Atatürk’ün imam nikâhlı eşi olduğu ve ondan çocuk aldırdığı iddia ediliyor.  Zübeyde, Makbule, Latife, Fikriye, Sabiha, Ülkü… Atatürk’ün kadınları. Anne, abla, eş, sevgili, evlatlık... Mustafa Kemal’in etrafındaki kadınların her biri ayrı bir araştırma konusu aslında. Latife Hanım ile Atatürk’ün ilişkisi sıradan bir karı-koca münasebeti değildi elbet. Gazi’nin etrafındaki kadınların çoğu güçlüydü şüphesiz. Ama Fikriye’nin durumu farklıydı. Mahzun, acılı, âşık, ihtiraslı, bir o kadar da çocuktu Fikriye. Zaten acılarla örülü hayatı da bunu gösteriyor. Fikriye yitik bir kadındı. Çünkü Atatürk’ün hayatının belki de en gizli kalan parçasıydı.  Atatürk ile Fikriye’nin ilişkisi nasıldı? Fikriye Köşk’te sıradan bir kadın mı yoksa Mustafa Kemal’in kalbindeki en derin yara mıydı? Fikriye intihar mı etti? Atatürk, Fikriye’ye d...