Ana içeriğe atla

II. Abdülhamid in Fransa, İngiltere ve İtalya da oynanmasını yasaklattığı piyesler:

Yalan Yazan Tarih utansın

Sultan 2. Abdülhamid, Peygamberimiz HZ.MUHAMMED (sav)'a hakaret içeren piyesleri nasıl yasaklattı? 


İşte II. Abdülhamid'in Fransa, İngiltere ve İtalya'da oynanmasını yasaklattığı piyesler:
Ziyad Ebüzziya - Mehmet Emin Gerger'in arşivlerden çıkardığı çarpıcı belgeler:

Osmanlı Padişahı Sultan 2. Abdülhamid, Batı memleketlerinde gerek dini, gerekse milli hislerimizi incitecek yayınlara karşı son der
ece hassas davranır ve icap eden tepkiyi şiddetle gösterir, müdahelesinde ısrar eder ve müspet netice almadan işin ucunu bırakmazdı.

Dışişleri Bakanlığı Arşivleri'nde, Sultan Abdülhamid'in, bu konulardaki hassasiyeti kadar, sözünü kabul ettirmedeki kudretini ispatlayan dikkate değer belgeler vardır.

Fransa'da II. Cumhuriyet devrinde Sadi Carnot'nun Cumhurbaşkanlığı sırasında, Fransa'nın tanınmış yazarlarından ve Fransız Akademisi üyelerinden, Marki de Bornier "Muhammed" ismiyle manzum bir dram yazmış, bunu Komedi Franseze (Comedi Française) kabul ettirmiş (1888), programına aldırtmış ve sahne provalarına başlattırmıştır (1890).


Piyes, Hazreti Muhammed'i sahnede belirttiği gibi Resulü Ekrem'in şahsiyetini ve islâm dinini aşağılatan bölümleri içermektedir. Sultan Abdülhamid'in müdahalesi piyesi sadece Komedi Fransez'de yasaklatmakla kalmamış, Fransadaki bütün tiyatrolarda da sahnelenmesini menettirmiştir.

İslâmiyete karşı beslediği düşmanlık hislerini ve dini taassubunu, edebî bir kılığa bürüyerek açığa
vurmak isteyen yazar, Marki de Bornier, emeline nail olamayınca, Piyesi'ni İngiltere'de oynatmak yolunu aramış, O devrin (1890) tanınmış İngiliz aktörlerinden İrving'le anlaşmış ve oyun Londra'nın "Lyceum" tiyatrosunda sahnelenmek hazırlığına girişilmiştir. İngiltere'de Kraliçe Victoria devridir ve Lord Salisbury Hariciye Nazırıdır. Sultan Abdülhamid buraya da müdahele etmiş ve piyesin bütün İngiltere tiyatrolarında da oynatılmasını yasaklattırmıştır.

Üç yıl sonra, Lord Salisbury yerine hariciye nezare¬tinde Lord Rosebery'nin gelmesini fırsat sayan piyesin yazan de Bornier başka bir Londra tiyatrosuyla anlaşarak eserini sahneletme yolunu aramış, fakat yine Osmanlı Sefaretinin müdahelesiyle karşılaşmış emeline erememiştir.

Yıl 1900. Paris'de bir tiyatroda "Muhammed'in Cenneti" isimli bir piyes oynanmak istenmiş, Paris Sefaretimizin müdahalesiyle piyesin ismi değiştirilmiş, İslâmiyete karşı, telmih sayılabilecek hususlar da eserden çıkarılmıştır.

1893'te Roma'da "2. Mehmed" isimli piyesin oynanacağı haber alınmış, İtalyan Hariciyesine yapılan müra-caatla eserde, gerek Fatih Sultan Mehmed'in şahsı, gerekse İslâmiyeti küçültücü bir durum varsa, piyesin yasaklanacağı teminatı alınmıştır.

...

Malum olduğu üzere, Dışişleri Bakanlığı "Reisü'l Küttab"lık ismi altında faaliyet gösterirken, 1836'da ismi "Umuru Hariciye Nezareti"ne çevrilmiş ve bu tarihten itibaren, 1914'e kadar nezaretleri ve sefaretleri arasındaki bütün muhâberât Fransızca olarak cereyan etmiştir. Bu itibarla konumuzla ilgili sunacağım bütün Belgelerin asılları fransızcadır. Burada bunları Türkçeye tercüme ederek verirken, Belge hüviyetlerini de korumak gayesiyle asılları olan Fransızcalarını da sunmayı uygun buldum. (1)

Belgeler, Hariciye Vekâleti (Dışişleri Bakanlığı) arşivinde; "TSTİ" 68 rumuzlu 68 no. lu dosyadadır. Dosya, 12 numaralı fihrist defterinin 61. sahifesinde şu kayıda yazılıdır:

"Hazreti Muhammed Aleyhisselâm Hazretlerinin Namı Kudsiyetlerine dair tertib olunan oyuna dair."

Sultan Abdülhamid'in oynatılmasını yasaklattırdığı piyese ait ilk belge, Dahiliye Nezaretinin, Hariciye Nezaretine yazdığı ikaz tezkeresidir. Bu yazı Dahiliye Nezaretinden geldiği için Türkçedir:

Dahiliye Nezareti Celilesinden. Fi 28 Zilkade sene 305 ve fi 25 Temmuz sene 304 tarihiyle Hariciye Nezareti Celilesine mevrud tezkerenin suretidir.

"Devletlû Efendûm Hazretleri "İndependance Belge" gazetesinin bu hafta gelen nüshalarının birinde münderic olduğu üzere İslâmiyet aleyhinde tertib edilmiş bir tiyatro risalesinin Paris'te vaki Comedia Française nam tiyatroda oynatılacağı anlaşılarak bilcümle Müslimince su-i tesiri mucip olacak olan böyle bir oyunun icrasına Fransa Devleti tarafindan ruy-u rıza gösterilmeyeceği bedihi bulunduğundan Sefareti Seniye vasıtasıyla bu bapta Devleti Müşarün ileyha Hariciye Nezaretine tebliğat-ı lazime ifası es-babının istihsali Matbuat îdaresinden ba müzekkere ifade kılınmış olmakla icabının müsaareten icrasına himemi aliyei düsturüleri derkâr buyurulmak babında emru ferman Hazreti min lehül emrindir. (2)

Hariciye Nezareti tezkereyi alınca, aynı gün» konuyu telgrafla Paris Sefaretine intikal ettirmiştir:
Said Paşadan Esad Paşa'ya telgraf (7 Ağustos 1888}

Gazeteler Mr. de Bornier'nin, "Muhammed" isimli bir eserinin Comedie Français'de sahneye konulmaya hazırlandığını bildirmektedir.

Bu eser İslâmiyet aleyhtarı bir düşünceyle yazılmış olduğundan menolunması için gerekli teşebbüste bulunmanız ricasıyla. (4)

Paris Sefiri Esad Paşa, hemen ertesi günü telgrafla cevap vermiştir:
Esad Paşa'dan Said Paşa'ya, Telgraf. Parjs 18 Ağus-tos 1888, 148 sayılı telgraf alınmıştır.

Nezdinde gerekli teşebbüslerde bulunduğum Hariciye Nâzırı konuyu kabine arkadaşı Maarif Nazırı ile görüşmek vaadinde bulunmuş ise de, Ekselansları, piyesin oynanmasının yasaklanmasının mümkün olabileceğini sanmadığını belirtmiştir.

Nazırdan alacağım kesin cevabı Zat-ı Devletlerine telgrafla arz edeceğim. (5)

Esad Paşa, altı gün sonra, Said Paşa'ya Fransız Hariciye Nazırından aldığı cevabı tellemiştir:
Esad Paşa'dan Said Paşa'ya telgraf. Paris 18 Ağustos 1888. 148 sayılı, telgrafıma ektir.

Hariciye Nazırı, Maarif Nazırı'nın Bornier ile temas ettğini, piyeste bazı değişiklikler yapmak vaadini aldığını ve eserin bu yıl oynanmayacağını söylediğini bildirmiştir. (6)

Aradan bir yıl yedi ay geçmiştir. 1890 Martı'ndayız. Komedi Fransez piyesi programına almış ve provalarına başlatmıştır. Bu müddet zarfinda Sultan Abdülhamid'in, bizzat, Fransız Sefiri Kont Montebella ile meseleyi görüştüğünü ve piyesin oynatılmasının yasaklanması hususunda ısrar ettiğini, Fransız Sefirinin de, Hünkâr'ın arzusunun yerine getirildiğini ve piyesin hükümet kararı ile, yalnız Komedi Fransez de değil, bütün Fransız tiyatrolarında sahnelenmesinin yasaklandığını, Hariciye Nazır Said Paşa'ya yazdığı özel mektuptan anlıyoruz:
22 Mart 1890 Cumartesi akşamı tarihini taşıyan Mektup'ta, Fransız Sefiri, şunları yazmaktadır:

"Muhterem Nazır Hazretleri,

Hünkâr Hazretlerinin, Pariste pek yakında oynanmasına, başlanacak olan Mr. de Bornier'nin "Muhammed" isimli dramının men edilmesi hususunda girişimlerde bulunmam için, nezdinde vaki müteaddid müraacatlarının is'afı, hususunda, hükümetime ikrazlarda bulunmuştum. Şu anda aldığım bir telgrafta, hükümetin bu sabahki toplantısında bu Piyes'in, bütün Fransız tiyatrolarında oynatılmasının yasaklanması kararını aldığı bildirilmektedir. Müdahalemin müspet neticesinin, vakit kaybedilmeden Hünkâr Hazretlerine iblağ edilmesini bilhassa istirham ederken, bu haberin kendilerinin yüce katlarına ulaştırılması hususunda, siz Ekselanslarından daha uygun bir mütevassıt olamayacağı kanaatimi arz ederim.

"Hükümetimin, Hünkâr Hazretleri'nin şahsen izhar buyurmuş oldukları isteklerini yerine getirmek için aldığı bu kararla, Devlet-i Aliye ile en kalbî münasebetini idame ettirmek arzusunu beslediğini, Sultan Hazretlerinin takdir buyuracaklarından eminim. İhtiramlarımın kabulü"... E. Montebello (7)

Fransız Sefirinin, Hariciye Nazırı Said Paşa'ya özel mektubuyla bildirdiği bu haberin ertesi günü, Paris Sefiri Esad Paşadan da aynı haberi veren telgraf gelmiştir.

Esad Paşa'dan, Said Paşa'ya telgraf. Paris 23 mart 1890,

"Dün gece sarayda verilen bir suvarede, Cumhurbaşkanı, bana bu sabahki kabine toplantısında, Hükümetin "Muhammed" trajedisinin Fransa'da hiçbir tiyatroda oynatılmaması hususunda karar aldığını bildirmiştir. (8)

"Buraya birkaç parçasını naklettiğimiz satırlar, Sultan Abdülhamid'in eseri menettirmekte ne derece haklı olduğunu ve Batı'nın mütaassıp tabakasının buna ne kadar öfkelendiğini göstermektedir. Sultan Abdülhamid'in İslâm dininin tezyif edilmesini önlemekte gösterdiği duyarlılık, İslâm Alemi'nde de büyük bir memnuniyet uyandırmıştır.

Belge Asılları ve daha geniş bilgi için bkz. "2.ABDÜLHAMİD'İN İSLAM'I KORUMADAKİ KUDRETİ/Batı'da Yasaklattığı Piyesler, M.Emin GERGER/Ziyad EBÜZZİYA,İstanbul, megerger@hotmail.com



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur.

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur. Haim Nahum, Osmanlı Bankasından çaldığı paraları İsviçre’ye aktardı. Haim Nahum çaldığı paraların yarısını bir oğlu Bernar Nahum’a diğer yarısını da diğer oğlu Vehbi Koç’a verdi. Bernar Nahum ve Vehbi Koç o rtaklasa BEKO’yu kurdular. Vehbi Koç’un serveti, Osmanlı Parasıdır. ***** “Koç ve Doğramacı ailesini yakın izlemeye almak gerek.. Vehbi Koç kimdir? Bakarsınız ipin ucu Bandırma vapuruna kadar gider.. Bernard Nahum da çok önemli bir isim ve tabii Haim Nahum Efendi de öyle.. Koç deyince bugün akla Mustafa Koç, Rahmi Koç gelse de, aslında Koç ailesinin asıl önemli isimleri Kıraçlar. İnan Kıraç da damat..! Bu Hayim Nahum adı önemli.. Lozan’ın perde gerisindeki Siyonist o.. Türkiye’deki “Arap Düşmanı Kemalist Milliyetçilik”i n sponsoru da O. Daha sonra gitti Nasır’a danışman oldu, Arap Yahudilerini örgütledi ve Türk düşmanı Arap milliyetçiliğin in liderliğini üslendi..! Arap düşmanı Kemalist Türk milliyetçiliği fikrinin arkasında kimler vardı bakın bakal...

israil’in 2. cumhurbaşkanı Atatürk’ün hocası Şemsi Efendinin oğlu

SABETAY ve PAKRADUNİ’ ler   Selanikli'nin yakın dostları TSK’nın hazırladığı “Atatürk Köşesi”nde Mustafa Kemal Paşa’nın boyunun 1.74 olduğu yazıyor. Bugüne kadar 1.68 olduğu biliniyordu.. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunu açıklayarak tartışmalara son noktayı koydu. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunun bilinenin aksine 1.68 değil, 1.74 olduğunu açıkladı. Atatürk’ün boyu 1.74 i ken, kilosu 74-76 arası, ayak numarasının da 42 olduğu açıklandı. Siz babasının adının Ali Rıza, annesinin adının Zübeyde olduğunu kabul etmeye devam edin ve tabii Selanik’te doğduğunu da! Resmi tarih iddiasını

Atatürk un SEVGILISI Fikriye nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi.

Hayatı gizemlerle dolu Fikriye’nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi. Yazar Fatih Bayhan tarafından yapılan çalışmada Fikriye’nin aynı zamanda Atatürk’ün imam nikâhlı eşi olduğu ve ondan çocuk aldırdığı iddia ediliyor.  Zübeyde, Makbule, Latife, Fikriye, Sabiha, Ülkü… Atatürk’ün kadınları. Anne, abla, eş, sevgili, evlatlık... Mustafa Kemal’in etrafındaki kadınların her biri ayrı bir araştırma konusu aslında. Latife Hanım ile Atatürk’ün ilişkisi sıradan bir karı-koca münasebeti değildi elbet. Gazi’nin etrafındaki kadınların çoğu güçlüydü şüphesiz. Ama Fikriye’nin durumu farklıydı. Mahzun, acılı, âşık, ihtiraslı, bir o kadar da çocuktu Fikriye. Zaten acılarla örülü hayatı da bunu gösteriyor. Fikriye yitik bir kadındı. Çünkü Atatürk’ün hayatının belki de en gizli kalan parçasıydı.  Atatürk ile Fikriye’nin ilişkisi nasıldı? Fikriye Köşk’te sıradan bir kadın mı yoksa Mustafa Kemal’in kalbindeki en derin yara mıydı? Fikriye intihar mı etti? Atatürk, Fikriye’ye d...