Yalan Yazan Tarih utansın
Tuncay Güney: AK Parti’ye ANAP kefeni biçiliyor
Ergenekon’un karakutusu Tuncay Güney SON.TV’ye önemli açıklamalarda bulundu. Güney, “Batı, AK Parti’yi ANAP’ı parçaladığı gibi parçalamak istiyor” dedi.
Kimileri onun için “Devlet içindeki derin yapı Ergenekon'un kara kutusu,” dedi, kimileri “MİT’çi” dedi. Hatta CIA ve Mossad ajanı diyen bile oldu. O ise kendini ‘süper ajan’ diye tanımlıyor, ama kendine bu yakıştırmayı yapanlarla dalga geçmeyi de ihmal etmiyor. Ancak kim ne derse desin o Türkiye'nin son yıllarına damgasını vurmuş bir isim.
SON.TV, Kanada Toronto'da Beth Yisrael Congregation adlı bir Sinagog'ta hahamlık yapan Tuncay Güney ile bir telefon röportajı yaptı. Güney; önümüzdeki günlerde görülecek olan Ergenekon davası, Gezi olaylarının perde arkası ve hakkındaki ajanlık iddiaları ile gündemdeki birçok konu hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
-Türkiye'de Gezi olayları ile ilgili neler söyleyeceksiniz?
Gezi olaylari Türkiye’de uygulamaya koyan küresel sermaye –muhalifleri kitleleştirerek sokaklara dökme eylemidir. Ortadoğu’da yeni kurulmaya başlayan devletçikleri hangi batılı şirketler yönetecek, bunun paylaşımı yapılmaktadır. Türkiye’yi dışarıdan katılacak hangi -üç şirket içerideki hangi üç gökdelenden yönetecekler. İçerideki ve dışarıdaki sermayenin eylemidir. Gezi Parkı olaylarında istihbarat servislerinde kim kimdir –hangi örgüt, hangi sivil toplum örgütüne bağlıdır şeklindeki bilgiler de netleştirilmiş oldu. İşin en ilginç yanı bir türlü bir araya gelemeyen bu sivil toplum kuruluşlari-marjinal sol grupları ve Kemalistleri bu olaylar ile bir araya getirmeyi başarmışlardır.
‘AK Parti kaset, dosya ve belgelerle itibarsızlaştırılacak’
Artık Türkiye’de bilgisayar ağını ve telefon dinleme işini sadece Türk istihbarat servisleri yapmıyor. Gelişmekte olan (Türkiye gibi) ülkelere verilmemiş teknolojiler ABD ve Batı’da mevcuttur. Bu yönetici şirketler bir taşla birkaç kuş vurmuştur. Bütün gruplar hakkında birçok video – ses kaydı ve irtibat bilgileri vardır. Gezi olaylarında Batı ve Türkiye’deki işbirlikçilerin söyledigi tek türkü Recep Tayyip Erdogan’sız AK Parti sloganıdır. Batılı stratejistlere- analizcilere (aktif toplum-kitle istihbaratçıları) göre bu slogan Türkiye içerisinden kendilerine dikta edilmiştir. Gezi olaylarını tarafsızca sadece seyreden Amerika’dır. Batı hükümete sert bir şekilde yüklendiğinde Washington politik duruşunu değistirmedi. Beyaz Saray açıklamaları çok yumuşak olmuştur. Bölgenin sıcak durumundan dolayı Ankara yönetimi ile papaz olmamaya gayret göstermiştir. Onlar için önemli olan Gezi değil Suriye-Mısır ve Irak’taki durumda Türkiye’nin nerede durduğudur.
‘SİYASİ SUİKASTLAR BAŞLAYABİLİR’
Sürekli olarak Tayyipsiz AK Parti istendiğini söylüyorsunuz. Buna bir açıklık getirir misiniz? Bir de 5 Ağustos'ta Silivri’de Ergenekon’un karar duruşması var. Silivri’de yeni bir eylem düzenleneceği söyleniyor? Sizce bu eylem gerçekleşir mi? Gerçekleşirse Silivri'de neler yaşanır?
5 Ağustos’da Silivri’de bir gösteri olacağı taraflar tarafından açıklandı. Daha önce de İşçi Partisi ve etrafında toplanan bazı sivil toplum kuruluşları gösteri yapmıştı. Yasal düzenlemeye göre gösteri izni olan her kuruluşun eylem yapması demokrasinin renkliliğini gösterir. Fakat anayaya göre gösteri izni hangi kurallara bağlı ise ve hangi sert madde geçerli ise göstericiler ile polis ya da jandarma ekipleri arasında bir çatışma olacaktır. Son olarak Silivri’de bütün Türkiye’yi etkileyecek olan bir eylem planı hazırlanmıştır. Böyle bir gösteri planı için suikastler başlayabilir.
‘Hedef AK Parti’yi ANAPlaştırmaktır’
Geçmişte Uğur Mumcu suikasti Umut Operasyonu ile kapatıldı. Son yıllarda da Hrant Dink ve Danıştay saldırıları oldu. Bütün Türkiye’yi sarsacak bir plan uygulamaya konulup bu kitleleri sokağa dökme eylem planı hazırlanmış olabilir. Gezi ile birlikte Silivri eyleminin de bir amacı vardır. O da AK Parti’yi Anavatan Partisi’ne dönüştürmektir. AK Parti’nin oy oranını nasıl yüzde 20’ye düşürürüz planları hesaplanıyor. Bu konuda yapılacak olan ise dosya, kaset ve belgeler yayınlanmaktır.
‘ABD ve Batı, İslami partiler ile çalışmak istemiyor’
Artık ABD ve Batı yöneticileri siyasal İslami partiler ile çalışmak istemiyor. Eski sözde laik monarşiler ve liberal partiler ile yola devam etmek istiyor. Siyasal İslami partilere, destekçileri feodal İslamci grupların kambur olmaya başladığı ve sorun oluşturduğu ABD ve Batı tarafından tespit edildi. Bu yürütme yasama şeklini Mısır’da uyguladılar. Türkiye’de askeri vesayet geri gelecek diye bir plan yok. En kolayı skandallardır. Bunu da Türkiye içerisindeki ABD ve Batı dinamikleri örgütleyecek.
‘SÜPER AJAN OLDUM’
-MİT'e çalıştığınız dönemde dönemin Kontr-Terör Merkezi Başkanı Mehmet Eymür tarafından MİT'e alındığınız söyleniyor. Bu doğru mu? MİT'teki geçmişiniz ile ilgili biraz bilgi verir misiniz?
‘MİT ve Eymür’le çalışmadım’
Geçmişte de açıkladım. Ben hiç bir zaman Sayın Mehmet Eymür ile bir araya gelmedim. Eymür bey ile görüşmem de olmadı. Milli İstihbarat Teşkilatı ile de bir çalışmam olmadı.
-Ama MİT’te çalıştığınızı Mehmet Eymür SON.TV’de yazdı...
Artık bu iddialar üzerinde durmuyorum. Dünyada bu kadar istihbarat örgütü ile birlikte ismim anıldığı için ‘süper ajan’ olarak tarihte yerimi aldım.
- CIA'nın Ümmet Çıksın Projesinden ne anlıyorsunuz? CIA'nın böyle bir çalışması var mı?
Ümmet Çöksün planı eskidir. Teorik alanda Salman Rüşdi ile bu plan uygulandı. Türkiye’de de İslam ve Hz Muhammed perdesini kaldırma işi uygulandı. Bu tür uygulamalar çok eskide kaldı. Fakat uygulanan bu teori, İslam dünyasına parçalanma ve bölünmüş ideolojiler getirdi. Süreç cok hızlı işledi. Artık dünyada bir hayalet dolaşıyor olarak ‘İslami terör’ var. Ve dünyada maalesef İslamofobi yükseldi.
- Son olarak MİT'e yönelik karalama kampanyası başladı. Sizce bu kampanyanın amacı nedir?
Türk istihbaratı globalleşmek istiyor. Bu sancılı bir süreç. Türk basını birçok kez dış istihbarat servislerinin rahatsızlığını yazdı. İşin aslı iç dinamikler Türk istihbaratının globalleşmesinden rahatsızdır. Bunun üstünde kimse durmadı. Yabancı servislerin bu yöndeki rahatsızlıkları kendi açılarına göre normal. Türk istihbaratı da büyümek istiyor. Fakat bütçe, teknoloji ve müttefiklerimiz ile karşı karşıya gelmek globalleşmeyi durduracaktır. Dünyada bütün istihbarat birimleri şu propaganda ile başlar: Bilgi gerçektir. Gerçek sizi doğruya getirecektir. Bu sadece slogandır ve bir gerçekliği söz konusu değildir. Doğrusu şudur: İstihbarat dedikodu ile başlar, dedikodu geliştirir, komplo devreye girer, suç unsurları oluşturulur ve sonra da operasyon yapılır. İşin pratiği ve gerçeği budur. Siyasi örgütlerin doğuşu gelişimi diğer istihbarat teşkilatlarının dirsek temasları ile büyütülür. Herkes her şeyin ne olduğunu bilir.
HABERİN KAYNAĞI:http://www.son.tv/
Yorumlar