Bazilarina göre suc delili,
Bazilari icin de yazari bilinmiyor..
Üzülme sen Kitabim !
Sevdali yüreklerde zikrin dinmiyor..!
KKTC güvenlik görevlileri, “birileri”nin ihbar ve şikâyeti üzerine, bir “ev”e baskın düzenlerler. Vatandaşın evinde küçük bir kitaplık, orada da çeşitli kitaplar vardır. Polis, hepsini birer birer elden geçirir ve atar bir kenara.
Sonra, en tepede duran bir “kitap” çeker dikkatini.
Uzanır ve onu da alır.
Evirir, çevirir, sonra içine bakar!
Görür ki, yazıları “Arapça”dır!
Sorar ev sahibine;
“Bu ne? Ne kitabı bu?”
“O” der, ev sahibi;
“Bir Kur’an-ı Kerim’dir.”
“Tamam, anladık” der, KKTC polisi;
“Kur’an-ı Kerim olduğunu anladık anlamasına da; hele söyle, bunun yazarı kim? Niye yazarın ismi yok kitabın üzerinde? Yoksa, bu kitap illegal mi?”
Hayır, “mizah” değil, “ayniyle vaki” bir olaydır bu! Yanılmıyorsam 1995 veya 1996 yıllarında yaşanmıştır!
Erzincan’da, önceki gün sabah saatlerinde Jandarma’nın düzenlediği operasyonlarda, çeşitli adreslere “baskın”lar düzenlenmiş!
Basılan adreslerde, “Kur’an” öğrenip, sohbet eden insanlardan 29′u gözaltına alınmış.
“Gözaltı” olayının dikkat çeken iki boyutu var. Birincisi: “Operasyon” yapılan bölgelerin bir kısmı “polis bölgesinde” olmasına rağmen, baskınlar “polisten habersiz” yapılmış!
İkincisi: Evlerdeki dini kitapları toplayan askerlerden biri; “Komutanım, buradaki Kur’an’ları ne yapalım?” diye sormuş. Bu soruya, operasyona katılan askerlerden biri cevap vermiş; “Poşetlere koyun! Onlar, suç delili!”
Hasan Karakaya
Bazilari icin de yazari bilinmiyor..
Üzülme sen Kitabim !
Sevdali yüreklerde zikrin dinmiyor..!
KKTC güvenlik görevlileri, “birileri”nin ihbar ve şikâyeti üzerine, bir “ev”e baskın düzenlerler. Vatandaşın evinde küçük bir kitaplık, orada da çeşitli kitaplar vardır. Polis, hepsini birer birer elden geçirir ve atar bir kenara.
Sonra, en tepede duran bir “kitap” çeker dikkatini.
Uzanır ve onu da alır.
Evirir, çevirir, sonra içine bakar!
Görür ki, yazıları “Arapça”dır!
Sorar ev sahibine;
“Bu ne? Ne kitabı bu?”
“O” der, ev sahibi;
“Bir Kur’an-ı Kerim’dir.”
“Tamam, anladık” der, KKTC polisi;
“Kur’an-ı Kerim olduğunu anladık anlamasına da; hele söyle, bunun yazarı kim? Niye yazarın ismi yok kitabın üzerinde? Yoksa, bu kitap illegal mi?”
Hayır, “mizah” değil, “ayniyle vaki” bir olaydır bu! Yanılmıyorsam 1995 veya 1996 yıllarında yaşanmıştır!
Erzincan’da, önceki gün sabah saatlerinde Jandarma’nın düzenlediği operasyonlarda, çeşitli adreslere “baskın”lar düzenlenmiş!
Basılan adreslerde, “Kur’an” öğrenip, sohbet eden insanlardan 29′u gözaltına alınmış.
“Gözaltı” olayının dikkat çeken iki boyutu var. Birincisi: “Operasyon” yapılan bölgelerin bir kısmı “polis bölgesinde” olmasına rağmen, baskınlar “polisten habersiz” yapılmış!
İkincisi: Evlerdeki dini kitapları toplayan askerlerden biri; “Komutanım, buradaki Kur’an’ları ne yapalım?” diye sormuş. Bu soruya, operasyona katılan askerlerden biri cevap vermiş; “Poşetlere koyun! Onlar, suç delili!”
Hasan Karakaya
Yorumlar