M. Kamal'in son sözü Aleykumüselam’dı” Yalanı
kamal'in son sözü:“Saat kaç?
M. Kemal Atatürk’ün son sözünün “Aleykumüsselam” olduğunu, Kılıç Ali anılarında yazmış.
Kılıç Ali, hani şu şapka muhalifi diye birçok insanın idamına sebep olan adam!
Iskilipli Atıf Hoca’nın boynuna ip geçirilirken, başına bir şapka geçirip, “Giy domuz!” diyen ve küfürler savuran adam![1]
M. Kemal Atatürk’ün ölüm anını yakın dostu Falih Rıfkı Atay şöyle anlatıyor:
“Atatürk bir defa üç gün süren bir komaya girdi. Kendine geldiği vakit, uyumuş olduğunu söylediler. Pek inanmamış, fakat ne olduğunu da anlamamıştı. (…)
Fakat ikinci ve son komadan uyanamadı. Kıvranmalar, çırpınmalar içinde yanıyordu. Kendini kaybetmeden son sözü:
“Saat kaç?” olmuştu.
Belki de bir önceki komadan sonra uyumuş olduğunu söyliyenleri kontrol etmek istiyordu. 10 Kasım sabahı yüzü gittikçe renk değiştiriyor, hançere hırıltısı artıyordu. Saat dokuzu beş geçe sert bir asker bakışı ile başucundaki hekime doğru döndü, gözlerini açtı, son nefesi idi.”[2]
Cemal Kutay da M. Kemal Atatürk’ün ölümünü Falih Rıfkı Atay’dan farklı anlatmıyor:
“Anlamı olan SON sözü ‘saat kaç’ idi. Koma içinde manası anlaşılamayan ve devamlı olarak tekrarladığı sözü: ‘Aman dil… Aman dil…’di. Rahat konuşamadığını mı anlatmak istıyordu, yoksa şuur altı yerleşmiş ‘dil konusu’ mu bilinmez…”[3]
Öte yandan Ruşen Eşref Ünaydın’ın (M. Kemal Atatürk ölürken yanında bulunan) “Prof. Dr. Nihat Reşat Belger’le Mülakat” adlı eserinden öğrendiğimize göre, devrimlerin babası, ‘hayata gözlerini yumarken Saat kaç?’ dedikten sonra sık sık ‘Aman dil! Aman dil!’ sözlerini tekrarlamıştır.[4]
Son olarak Şevket Süreyya’nın o meşhur “Tek Adam” kitabına bakalım:
“9 Kasım’da ikinci komaya girmiştir ve artık uyanmayacaktır. Koma karındaki suyun ikinci defa alınışından 8 saat sonra başlamıştır. Tam 36 saat sürer. Doktorların ve arkadaşlarının, başının ucunda çırpınmaktan ve ağlamaktan başka yapabilecekleri bir şey yoktur. Son komaya girmezden biraz önce Atatürk’ün son suali: “- Saat kaç?” demek olur…”[5]
Görüldüğü gibi Falih Rıfkı, Ruşen Eşref, Cemal Kutay ve Şevket Süreyya, son söz olarak M. Kemal Atatürk’ün “Saat kaç?” dediğini yazıyorlar.
Kılıç Ali gibi eli kanlı katilin sözüne hem ilmen, hem de vicdanen itibar edilemez.
Vicdanen itibar edilemez, zira az sonra ölecek bir insana “Giy Domuz” diyen birisinde vicdan olduğu düşünülemez.
Ilmen kabul edilemez, çünkü diğerleri M. Kemal’in son sözünün “Saat kaç?” olduğunu yazmaktadırlar.
KAYNAKLAR:
[1] Dr. Rıza Nur, Hayat ve Hatıratım (Paris 1929), Altındağ Yayınları, Istanbul 1967, cild 4, sayfa 1317.
[2] Falih Rıfkı Atay, Çankaya, 1968, sayfa 204.
[3] Cemal Kutay, Atatürk’ün Son Günleri, 2005 İklim Yayıncılık, sayfa 29.
[4] Namık Kemal Şahbaz, Türkçeye Hizmet Eden En Büyük Türk: Atatürk, Eğitişim Dergisi, Sayı: 25 (Ocak 2010).
[5] Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam M. Kemal, Remzi Kitabevi, cild 3, 16. basım, sayfa 529, 530.
[6] Türkiye Büyük millet Meclisi Zabıt Ceridesi, Devre 3, İctima 1, Cild 3.
[7] M. Kemal Atatürk, Türkiye Büyük millet Meclisi Zabıt Ceridesi, Devre: 5, Ictima 3, Cild 20, Birinci inikad 1 – XI – 1937 Pazartesi, Büyük Millet Meclisi Kütüphanesi, 1-11-1937.
kamal'in son sözü:“Saat kaç?
M. Kemal Atatürk’ün son sözünün “Aleykumüsselam” olduğunu, Kılıç Ali anılarında yazmış.
Kılıç Ali, hani şu şapka muhalifi diye birçok insanın idamına sebep olan adam!
Iskilipli Atıf Hoca’nın boynuna ip geçirilirken, başına bir şapka geçirip, “Giy domuz!” diyen ve küfürler savuran adam![1]
M. Kemal Atatürk’ün ölüm anını yakın dostu Falih Rıfkı Atay şöyle anlatıyor:
“Atatürk bir defa üç gün süren bir komaya girdi. Kendine geldiği vakit, uyumuş olduğunu söylediler. Pek inanmamış, fakat ne olduğunu da anlamamıştı. (…)
Fakat ikinci ve son komadan uyanamadı. Kıvranmalar, çırpınmalar içinde yanıyordu. Kendini kaybetmeden son sözü:
“Saat kaç?” olmuştu.
Belki de bir önceki komadan sonra uyumuş olduğunu söyliyenleri kontrol etmek istiyordu. 10 Kasım sabahı yüzü gittikçe renk değiştiriyor, hançere hırıltısı artıyordu. Saat dokuzu beş geçe sert bir asker bakışı ile başucundaki hekime doğru döndü, gözlerini açtı, son nefesi idi.”[2]
Cemal Kutay da M. Kemal Atatürk’ün ölümünü Falih Rıfkı Atay’dan farklı anlatmıyor:
“Anlamı olan SON sözü ‘saat kaç’ idi. Koma içinde manası anlaşılamayan ve devamlı olarak tekrarladığı sözü: ‘Aman dil… Aman dil…’di. Rahat konuşamadığını mı anlatmak istıyordu, yoksa şuur altı yerleşmiş ‘dil konusu’ mu bilinmez…”[3]
Öte yandan Ruşen Eşref Ünaydın’ın (M. Kemal Atatürk ölürken yanında bulunan) “Prof. Dr. Nihat Reşat Belger’le Mülakat” adlı eserinden öğrendiğimize göre, devrimlerin babası, ‘hayata gözlerini yumarken Saat kaç?’ dedikten sonra sık sık ‘Aman dil! Aman dil!’ sözlerini tekrarlamıştır.[4]
Son olarak Şevket Süreyya’nın o meşhur “Tek Adam” kitabına bakalım:
“9 Kasım’da ikinci komaya girmiştir ve artık uyanmayacaktır. Koma karındaki suyun ikinci defa alınışından 8 saat sonra başlamıştır. Tam 36 saat sürer. Doktorların ve arkadaşlarının, başının ucunda çırpınmaktan ve ağlamaktan başka yapabilecekleri bir şey yoktur. Son komaya girmezden biraz önce Atatürk’ün son suali: “- Saat kaç?” demek olur…”[5]
Görüldüğü gibi Falih Rıfkı, Ruşen Eşref, Cemal Kutay ve Şevket Süreyya, son söz olarak M. Kemal Atatürk’ün “Saat kaç?” dediğini yazıyorlar.
Kılıç Ali gibi eli kanlı katilin sözüne hem ilmen, hem de vicdanen itibar edilemez.
Vicdanen itibar edilemez, zira az sonra ölecek bir insana “Giy Domuz” diyen birisinde vicdan olduğu düşünülemez.
Ilmen kabul edilemez, çünkü diğerleri M. Kemal’in son sözünün “Saat kaç?” olduğunu yazmaktadırlar.
KAYNAKLAR:
[1] Dr. Rıza Nur, Hayat ve Hatıratım (Paris 1929), Altındağ Yayınları, Istanbul 1967, cild 4, sayfa 1317.
[2] Falih Rıfkı Atay, Çankaya, 1968, sayfa 204.
[3] Cemal Kutay, Atatürk’ün Son Günleri, 2005 İklim Yayıncılık, sayfa 29.
[4] Namık Kemal Şahbaz, Türkçeye Hizmet Eden En Büyük Türk: Atatürk, Eğitişim Dergisi, Sayı: 25 (Ocak 2010).
[5] Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam M. Kemal, Remzi Kitabevi, cild 3, 16. basım, sayfa 529, 530.
[6] Türkiye Büyük millet Meclisi Zabıt Ceridesi, Devre 3, İctima 1, Cild 3.
[7] M. Kemal Atatürk, Türkiye Büyük millet Meclisi Zabıt Ceridesi, Devre: 5, Ictima 3, Cild 20, Birinci inikad 1 – XI – 1937 Pazartesi, Büyük Millet Meclisi Kütüphanesi, 1-11-1937.
Yorumlar