Ana içeriğe atla

Esad'a kimyasal suçüstü

Esad'a kimyasal suçüstü

Türkiye, ABD ve İsrail'in, Esad'ın kimyasal silah kullandığı iddiaları doğrulandı. Le Monde muhabirleri, kimyasalların göz yaşartıcı gazla kamufle edilerek atıldığını kanıtladı

Fransız Le Monde gazetesi, Beşar Esad'a bağlı Suriye ordu birliklerinin muhaliflere karşı kimyasal silah kullandığını iddia etti. Muhaliflerle Esad yönetimine bağlı ordu birliklerini arasında yoğun çatışmaların yaşandığı Şam yakınlarındaki Cabar'da iki ay görev yapan Le Monde muhabirlerinin şahitliğine dayanan habere göre, muhaliflere karşı "kokusuz ve dumansız" diye tanımlanan ölümcül kimyasal bombalar kullanılıyor. Şam merkezi yakınlarında bulunan Cobar semtinde iki ay boyunca onlarca röportaj yapan Le Monde muhabiri Jean-Philippe Remy ve foto muhabir Laurent van der Stockt, ordu birliklerinin muhaliflerle yakın temasa girilen noktalarda küçük bombalara benzeyen zehirli kimyasal silahlar kullandığını öne sürdü. Remy'nin "Birçok ayaklanmada kullanılan göz yaşartıcı gazlardan çok daha etkili ve zehirli silahlar" ifadeleri kullandığı gaza maruz kalan foto muhabirinin 4 gün boyunca ciddi solunum ve görme sorunları yaşadığı belirtildi. Böylece kimyasallar göz yaşartıcı gazların içine karıştırılarak kamufle ediliyor. 

ULUSLARARASI TEPKİ YOK 
Le Monde'a konuşan Tahrir Al-Şam Tugayı operasyon sorumlusu Ömer Haydar'a göre "yere düşen bir kola kutusu" kadar ses çıkaran, kokusuz ve dumansız kimyasal gazlar; kısa sürede 500 metre çevredekilerin gözlerinde aşırı yanma, görme zorluğu, aşırı öksürük, solunum problemleri ve bayılmalara yol açıyor. Haberinde nisan ayı başında Esad güçlerinin ölümcül etkisi olmayan kimyasal silahları kullanmasına yeterli uluslararası tepki gelmediğini hatırlatan Jean-Philippe Remy, rejimin son iki haftadır ölümcül kimyasal bombalar kullanmaya başlandığını ifade ediyor. Günde ortalama 150 askerin tedavi için sığındığı bir hastanede çalışan doktor Hassan O. ise karşılaştıkları vakaların çoğunda hayati solunum bozuklukları olduğunu, kasların ve konuşma kabiliyetlerinin tamamen kaybedildiğini ve acil müdahale edilmeyen askerlerin hayatını kaybettiğini kaydetti. Geniş alanlarda değil, muhaliflerle çok yakın temasa geçilen kritik noktalarda başvurulduğu iddia edilen kimyasal gazları kullanan Suriyeli askerlerin özel koruyucu kıyafetler giydiğine dikkat çekilen haberde, muhaliflerin ise basit gaz maskeleri ya da ıslak kumaşlarla kendilerini korumaya çalıştıklarını ifade ediliyor. Haberde ayrıca, söz konusu gazların kimyasal olup olmadığının kesin olarak ortaya çıkması için gaza maruz kalanlardan alınan kan örneklerinin incelenmek için Suriye dışına yollandığı da belirtildi. 

İŞTE KANITLAR 
Le Monde gazetesine göre, Amerika Birleşik Devletleri, İsrail ve Türkiye'nin, Esad rejiminin kimyasal silah kullandığına dair kanıtların var olduğunu defalarca söylemelerinin ardından, söz konusu fotoğraf ve röportajlarla bu iddialar somut olarak kanıtlanmış oluyor. Birleşmiş Milletler 22 Mayıs'ta Suriye'de kimyasal silahların kullanıldığına dair bilgi aldıklarını açıklarken, ordu birlikleri ve muhalifler birbirlerini suçlamıştı. ABD Başkanı Barack Obama başta olmak üzere birçok ülke de, kimyasal silah kullanımını Suriye rejiminin aşmaması gereken bir 'kırmızı çizgi' olduğunu ifade etmişti. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ve Rus mevkidaşı Sergey Lavrov, haziran ayında Cenevre'de düzenlenecek Suriye konulu konferansın hazırlık çalışmaları için Fransız bakan Laurent Fabius'la dün Paris'te bir görüşme gerçekleştirdi. 

KİMYASALDAN 1 ÖLÜM 
Esad'a bağlı güçlerin başkent Şam'ın Haresta bölgesine attığı kimyasal gazdan etkilenen 1 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi. Muhalif yapılanmalardan sorumlu Suriye Genel Devrim Konseyi (SRGC), kimyasal gaz kullanması sonucu 1 kişinin yaşamını yitirdiğini, 72 kişinin de boğulma tehlikesi geçirdiğini duyurdu. 

Nerih ÇATIK / PARİS

Bu blogdaki popüler yayınlar

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur.

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur. Haim Nahum, Osmanlı Bankasından çaldığı paraları İsviçre’ye aktardı. Haim Nahum çaldığı paraların yarısını bir oğlu Bernar Nahum’a diğer yarısını da diğer oğlu Vehbi Koç’a verdi. Bernar Nahum ve Vehbi Koç o rtaklasa BEKO’yu kurdular. Vehbi Koç’un serveti, Osmanlı Parasıdır. ***** “Koç ve Doğramacı ailesini yakın izlemeye almak gerek.. Vehbi Koç kimdir? Bakarsınız ipin ucu Bandırma vapuruna kadar gider.. Bernard Nahum da çok önemli bir isim ve tabii Haim Nahum Efendi de öyle.. Koç deyince bugün akla Mustafa Koç, Rahmi Koç gelse de, aslında Koç ailesinin asıl önemli isimleri Kıraçlar. İnan Kıraç da damat..! Bu Hayim Nahum adı önemli.. Lozan’ın perde gerisindeki Siyonist o.. Türkiye’deki “Arap Düşmanı Kemalist Milliyetçilik”i n sponsoru da O. Daha sonra gitti Nasır’a danışman oldu, Arap Yahudilerini örgütledi ve Türk düşmanı Arap milliyetçiliğin in liderliğini üslendi..! Arap düşmanı Kemalist Türk milliyetçiliği fikrinin arkasında kimler vardı bakın bakal...

israil’in 2. cumhurbaşkanı Atatürk’ün hocası Şemsi Efendinin oğlu

SABETAY ve PAKRADUNİ’ ler   Selanikli'nin yakın dostları TSK’nın hazırladığı “Atatürk Köşesi”nde Mustafa Kemal Paşa’nın boyunun 1.74 olduğu yazıyor. Bugüne kadar 1.68 olduğu biliniyordu.. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunu açıklayarak tartışmalara son noktayı koydu. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunun bilinenin aksine 1.68 değil, 1.74 olduğunu açıkladı. Atatürk’ün boyu 1.74 i ken, kilosu 74-76 arası, ayak numarasının da 42 olduğu açıklandı. Siz babasının adının Ali Rıza, annesinin adının Zübeyde olduğunu kabul etmeye devam edin ve tabii Selanik’te doğduğunu da! Resmi tarih iddiasını

Atatürk un SEVGILISI Fikriye nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi.

Hayatı gizemlerle dolu Fikriye’nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi. Yazar Fatih Bayhan tarafından yapılan çalışmada Fikriye’nin aynı zamanda Atatürk’ün imam nikâhlı eşi olduğu ve ondan çocuk aldırdığı iddia ediliyor.  Zübeyde, Makbule, Latife, Fikriye, Sabiha, Ülkü… Atatürk’ün kadınları. Anne, abla, eş, sevgili, evlatlık... Mustafa Kemal’in etrafındaki kadınların her biri ayrı bir araştırma konusu aslında. Latife Hanım ile Atatürk’ün ilişkisi sıradan bir karı-koca münasebeti değildi elbet. Gazi’nin etrafındaki kadınların çoğu güçlüydü şüphesiz. Ama Fikriye’nin durumu farklıydı. Mahzun, acılı, âşık, ihtiraslı, bir o kadar da çocuktu Fikriye. Zaten acılarla örülü hayatı da bunu gösteriyor. Fikriye yitik bir kadındı. Çünkü Atatürk’ün hayatının belki de en gizli kalan parçasıydı.  Atatürk ile Fikriye’nin ilişkisi nasıldı? Fikriye Köşk’te sıradan bir kadın mı yoksa Mustafa Kemal’in kalbindeki en derin yara mıydı? Fikriye intihar mı etti? Atatürk, Fikriye’ye d...